atatürk ile inönü arasındaki farkın en bariz yansıdığı durumlardan birisidir.
bu değerli bilim adamları istanbul ve ankara üniversitelerinin kurulup adam edilmelerinde büyük rol oynamış kişilerdir. atatürk rahmetli öngörülü bir kişi olduğu için davet edebildiklerini etmiştir, çok da iyi etmiştir.
ancak atatürk, 1938lere gelinip rahatsızlığı had safhaya çıktığı zamanlarda bu bilimadamları üzerindeki sıkıntılar artmaya başlamış ve yavaştan geri dönüşler başlamıştır.
yeri gelmişken atatürk'ün müthiş öngörüsüne örnek olan bir olayı aktarayım: aynı dönemlerde ankara'da subsonic rüzgar tüneli için girişimleri atatürk başlatmış ve şimdi ankara dişçilik fakültesinin orada ankara rüzgar tüneli kurulmuştur. kurulmuş ama ne için kullanılmış sayın CHP tarafından? depo! evet, doğru kullanıldığında seni uçak teknolojisi üreten bi ülke yapacak bu tünel, depo olarak kullanılmış.
evet atatürk'ün muhteşem vizyonu maalesef bazı şeylere yetmemiş. kraldan çok kralcı (ya da kemalden çok kemalist diyelim) yancı yiyicilerin bu memleketi getirdiği noktayı görmek için bu iki örnek yeterli sanırsam.