trakya'yı görmemiş kekoların yurtdışında bööle değil bi kerem diye gerdan kıra kıra başbakanceğizlerini savunmaya çalışmaları da güzel... eğleniyoz en azından bir burhan altıntop havası, makbule janrı yakalamışlar ve biraz acınası ama komik farslar sergiliyorlar.
bak mantafoncuğum şincik bizde adına dövlet buba denen şey gavur illerinde public services oleyo. tiyatro da itfaiye gibi, ambulans gibi (ambulan ce çaktın köfteyi? eki eki) bu public services kavramı altında ve devletten bütçe (eyalet yönetimleri, belediye, özerk yönetimler artık neyse) alarak varoluyor ayrıca sanatsever insanların bağışları ve vakıfların desteklerini de iş yaptıkça topluyorlar.
mesela barrack obama kentucky'de tiyatro yapan adamlara "ne diyonuz len siz?" diye atarlansa da iş bütçeye el etmeye geldi mi kentucky'yi götüne sokarlar şoparın. ingilterede de yerel belediyelere bağlı benzer bir sistem var. kıta avrupasında ise almanya, hollanda ve hele fransa gibi ülkelerde devlet tiyatro yanında kestane satana bile teşvik/destek veriyor. çünkü sanat batının "medeniyet" olmasını sağlayan şey flash tv'de evlendirme programı bakıp sanatsal iştahlarını doyurmuyor orada insanlar.
ha bir de özel tiyatrolar var onlar da devletten destek alırlar repertuarlarına ve yetkinliklerine göre ama cumhurbaşkanı veya başbakana köpek olmak zorunda değildirler.
bu tiyatro denen şey bi salonda oynanıyor canlı felan bişi. başka şeylerle karıştırmadığınıza emin misiniz koçum?
hadi git de anan sana salçalı ekbek yapsın sonra halı sahada maç edersiniz...