bir gün erzurum'lu bir bağyan ,lalezar paşanın huzuruna destursuz girmiş...eşrafındaki adamlar bu densiz kadının, ulu paşaya yaptığı
saygısızlığa, kötekle karşılık verecek iken; o nur yüzlü paşa devreye girmiş hemen ve sormuş:
-ey bağyan, nedir bu atraksiyon, nedir bu celal?
bağyan cevap vermiş sinirlice:
- e be paşa zade; hani beni dün gamyonunla gezdireceydin, hani beni dün gamyonunla palan-döken'e götüreceydin, diye sitem etmiş.
paşa şaşırmış ve bir bağyanın duygularıyla oynamış insanın halet-i ruhiyesiyle, gevelemeye başlamış.
-ehem, eee, eee dün, dün napıyoduk ya ıııı dün ya, dün napıyoduk ya? diye sıçtıkça sıvamış
ardından dugularıyla oynanan kadın, ağlamaklı bir şekilde söze girmiş:
- dün ya, evet dün...
o anda paşanın aklına inanılmaz bir fikir gelmiş, kaynaklarda bu diyalog hakkında pek bir veri olmamasından ötürü, o esnada nasıl bir açıklamayla dünyanın ismini, dün ya dan ilhamlanarak koyduğunu bilemiyoruz; lakin daha önce ismi olmayan bu yaşlı gezegenimize o günden sonra dünya dendiğine bütün kamyoncular hem fikirdir.evet.