Cumhuriyet rejiminde demokrasiyi ve meşruiyeti sadece " seçim ya da seçilmişlik " ögesine bağlı kalarak algılayanların her an dötünde patlaması muhtemel bir sözdür. Demokraside meşruiyet hem anayasal açıdan insan hak ve özgürlüklerine saygı bağlamında hem de yasaların içeriği bakımından evrensel insan hakları hukukuna bağlılığı hesap edilerek algılanmalıdır.Milletin seçtiği vekillerin diledikleri yasaları kafalarına göre çıkarması ve bunu halk bunu istiyor şeklinde siyasi demogoji malzemesi yapması cumhuriyet tarhimizde sivil itaatsizliklere ve askeri darbelere neden olmuştur. Ayarsız bir millet ayarsız bir iktidar yaratarak oluşan çoğunluk diktatörlüğü yardımıyla devletin resmi ideolojisini yani anayasasını ve cumhuriyetin temel ilkelerini kendisine doğru yontabilir. Bu bakımdan her millet bazen layık olmadığı biçimlerde de yönetilebilir. Sonra adına da " demokrasi " deriz herkes bizi alkışlar. Yaşasın totaliter demokrasi ve islam cumhuriyeti diyenleri görür gibiyim.