sanayi işçiler üzerinden kalkınır. en çok işi onlar yapar, en az parayı onlar alır.
türkiye'nin önde gelen büyük sanayilerinde çalıştım bir mühendis olarak. izmir, manisa ve bursa'da.
her şirkette beyaz yakalı kendini birşey sanan mühendisler, işletmeciler vb. üniversite mezunları vardı. süslü püslü giyinen bayanlar, beyler. hepsi şirketin nasıl büyüyeceğini tartışırlar, başarı sanki onlar sayesinde oluyor gibi davranırlardı.
ama emekliliğe yaklaşmış eski bir müdürümün deyimi ile, hepsini işten çıkarsan şirket hiçbirşey kaybetmez. türkiye'de sanayi varsa ne o süslü beyaz yakalıların excel tabloları, powerpoint sunumları sayesinde, ne de kar zarar tablolarında. türkiye'de sanayi varsa o işçilerin özverili çalışmaları sayesinde. çocuğu hastayken bile fabrikadaki cnc'nin tezgah işleme ayarlarını düşünen ustada. türkiye'ye yatırım geliyorsa az parayla çalışan ama işi de kendi işiymiş gibi sahiplenen işçiler sayesinde. zira bir şirket para kazanıyorsa kaliteli insan gücü ve üretimi sayesinde.
fransa ve ispanya'da da fabrikalar gezme şansım oldu işim dolayısıyla. orda işçi, vardiyası biter bitmez bir su bardağını bile kaldırmaz. makinayı olduğu gibi bırakır. bizde ise özveriyle mesailere kalır sırf iş bitsin, kendine laf gelmesin, içi rahat etsin diye işçi.
bir bayram varsa ve olacaksa, yılda birgün bile olsa, bu bayramı belki de en çok işçiler haketmektedir. özellikle türk işçileri. bir "beyaz yakalı" olarak şirketlerin herşeylerini onlara borçlu olduğunu biliyorum ve bayramlarını kutluyorum.
bu bayramı kendi çıkarları için kullanan aşırı sol siyasi gurupları ise kınıyorum.