takımlarının "şike suçundan" yırtması için her türlü taklayı atan taraftardır.
"cas davası namusumuzdur" dediler, cas davası geri çekildi.
"58. madde değişmesin" dediler, 58. madde değişti.
"fenerbahçe tertemizdir, aklanacağız!" dediler, şimdi "ligden düşürülmemek" için ellerinden geleni yapıyorlar.
bir de "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" misali, diğer takımların taraftarlarına çemkirip duruyorlar. yok şampiyon olacaklarmış, yok alın terleriymiş. yok bilmemneymiş. yemişim ben o alınterini. "eşit" şartlarda rekabet etmeyince alın teri mi olur lan! yıllardır deniyordu; federasyonlar, televizyonlar, gazeteler, hükümetler vs her zaman fb için çalışır diye. işte ayan beyan ortada. hükümeti, yayıncı kuruluşu, federasyonu birleşmiş "fb'yi şikeden düşürmemek için nasıl formül buluruz?" diye çırpınıyorlar...
ona buna çamur atarak, yüzsüzce, pişkince ömür geçiriyorsunuz. şimdi de buraya gelip "şikenin allahını gs yapmıştır" yazarlar. o kadar delikanlıysanız; dokunmayın 58. maddeye. "namusumuz" dediğiniz şeylerin arkasında durun. "58. madde değiştirilemez" diye yaptığınız açıklamaları yalamayın. herkes yargılansın. bütün pislikler dökülsün bakalım ortaya. kim "alın teriyle" mücadele ediyormuş, kim "şikeden", "pislikten", "ahlaksızlıktan" medet umuyormuş.
tuttukları takımın bütün şampiyonlukları kirlidir artık bu taraftar güruhunun. çünkü tuttukları takımın futbolun efendileri tarafından "dokunulmaz" kılındığı ayan beyan ortadadır. artık hiç bir "alın terlerinin" veya başka yerlerinden çıkan terlerin bir hükmü yoktur; diğer takım taraftarlarının gözünde. bu yüzden bu taraftar güruhu kadar nefret edilen başka bir taraftar grubu yoktur bu memlekette. bu yüzden kimse fb'yi ve taraftarını sevmez. kendilerinin sandığı gibi "başarılarından" dolayı değil (ne başarıları varsa). sevilmezler çünkü; omurgasızdırlar. bugün "namus davası" derler, öbür gün "olur öyle şeyler, çekelim davayı" derler. bir gün çıkarlar "58. madde değişmesin" derler, ertesi gün madde değişir, sesleri çıkmaz. bir gün çıkıp "alın terimizle kazandık şampiyonluğu, aklanacağız!" derler. ertesi gün çıkıp "şike maddesini" değiştirmeye, türlü ayak oyunlarına, "sahaya yansıdıydı yansımadıydı" diye kıvırmaya başlarlar...
işte böyle bir topluluktur bunlar. kaç milyon oldukları farketmez. işleri, mezuniyetleri, kimlikleri de farketmez. konu futbol olunca hepsi tek tornadan çıkmış gibidir. az sonra gelip eksilemeye başlarlar mesela. çünkü aynı kalıptır hepsi. güce taparlar. fb'li olmalarının sebebi de güçlülerin, futbolu idare edenlerin, medyayı elinde bulunduranların, ülkeyi yönetenlerinin "takımı" olmasındadır mesela. "çok başarılıyız" falan derler ama tirişkadır. bir başarıları falan yoktur. tarihteki en büyük başarıları 1 adet şampiyon kulüpler çeyrek finalidir. ki galatasaray onlardan önce 2 defa yapmıştır bu işi. farkında değildirler ama hepsi "güce" tapmaya meyillidir bu tiplerin. sosyolojik bir hadisedir. patrona en çok yaklayıp gözüne girmeye çalışan adamı bulun. fblidir o mesela. belediye başkanı'nın konuşmasını en çok alkışlayanı bulun, fb'li birini görürsünüz. trafik polisi kendisine ceza yazmasın diye atmadığı takla kalmayıp yakmadığı yağ bulunmayan adamı bulun. onda da sonuç değişmez. "güçlünün yanında olma", "arkayı sağlama dayama" psikolojisidir bunları fb'li yapan. yoksa hiç kimse "başarılı" diye fb'yi seçmez... yoktur çünkü öyle dillere destan bir başarısı...
işte böyle sözlük... şampiyon olurlarsa; "eze eze" şampiyon olurlar. "alın teri" olur... arkasından "şike" çıkarsa, "komplo" olur... kim kurmuştur komployu? "çok güçlü" odaklar... peki o güçlü odaklar, 1 günde yasaları değiştiren, yıllardır yürürlükte olan kuralları "fb'ye ceza vermemek için rafa kaldıran"; "sahtekarlıktan ceza almamak" için uefa ile pazarlık yapanlar olabilir mi? yooook! fb taraftarı ağırlığını koymuştur, fb'den çekinmişlerdir "komplo" odakları... yoksa fb'nin ayağını kaydıracaklardı, iki tane ergen bağdat caddesi'nde yürüyüş yapınca çekinip geri adım attılar...
hep "sırtınızı güçlü olana yaslayarak" bir yerlere gelmeye çalıştınız. etrafınızda en çok fb'li vardı, sırtınızı onlara yaslamaya çalıştınız. medya'da en çok fb'li vardı, onların gözüne girmeye çalıştınız. federasyonlar hep fb'nin elinde oldu, "gücü kaybetmemeye" çalıştınız. "galatasaray zengin takımı", "galatasaray fransız takımı" falan filan diye hedef saptırmaya çalıştınız. "galatasaray lisesi mezunları her yeri ele geçirmiş" türünden saçma çıkışlarla gerçeği al aşağı etmeye çalıştınız. ama artık mızrak çuvala sığmıyor. "fb'yi kurtarmak için" kırk takla atan spor, siyaset ve medya adamları; bu ülkede futbolun ne kadar çirkin, ne kadar ahlaksız ve ne kadar rantçı bir hal aldığını saklayamıyorlar artık... bugün çıkıp da "benim tuttuğum takım onuruyla, alınteriyle varolmalı arkadaş, ben bu işte yokum" diyen fb'li görmedikçe (ki göremeyiz, binde bir belki), kimse "fenerbahçe taraftarının" temiz duygularından falan bahsetmesin. kirlisiniz, ayan beyan...