kamışa su yürüdü mü lan diye soran babadan daha beterdir.
bayağı oldu, nerden baksan 5-6 sene. ben kişisi ergenliğe girmiş, surat sivilceden mayın tarlası, yapılan hareketler ergenliği tescil eder nitelikte. lakin konu o değil. öyle şeylerle hiç ilgisi olmayan babamın, yani çocuklarıyla arkadaş gibi takılmayan, sert ve karı kız konularına pek girmeyen, o gün o soruyu soracağı tuttu. ben evde oturmaktayken geldi yanıma.
+ şşt, bak hele, durumlar nasıl lan?
- ne durumu baba?
+ şey işte, uzunluk kısalık. bilirsin.
- valla anlamadım baba.
+ lan malafatı diyorum hayvan herif, hıyar mısın be.
- ha.. şey işte.. yanii.. normal..
+ nasıl normal olum. bak çekinmene gerek yok, yardım ederim.
- valla normal baba.
o sırada eliyle bir uzunluk gösterir ve;
+ şu kadar var mı lan?
- ya baba ne yapıyorsun çek şu elini töbe töbe. var işte, he o kadar evet.
+ iyi fena değilmiş.
- mutlu oldun mu bari?
+ ne olacam lan? bana eskiden köyde 3 bacaklı derlerdi bee. köyde falan ne havam vardı biliyor musun?
böyle bir diyaloğun şaşırtıcılığını bir yana bırakın, feci utanıyor insan. baba lan bu, o üçlü koltukta televizyon izleyen, eve geç gelindiğinde tırsılan o adam arkadaş gibi gelip kaç cm diye soruyor. surat kıpkırmızı oluyor, dizlerin bağı çözülüyor.