ama kulluk bedel ister.
allah insanı iddiasıyla imtihan eder derler.
iman ve kulluk bir iddiadir: nefis ve şeytanın rağmına, emanet ettiğin mülkü, senin için muhafaza etmeye ant içtim allahım! mülk senindir. irademi iradene, nefsimi emrine teslim ettim! demektir.
bu iddia ispatı gerektirir.
işte tesettür böylesine bir kulluk şuurunun ispatıdır.
o bir fantezi değildir. her iki tarafı da razı etmenin aracı hiç değil!
insan ya allah'a aittir ya da onun dışındaki şeylere...
kendisini allah'a ait hisseden, başkasının kendi üzerinde onun rızası dışında- tasarruf etmesine razı olmaz.
âlâ dergisi dindar kadını kime güzel gösterme himmetine soyundu?
kadının kendisine mi? o zaman başkasının görmesine gerek yok.
kocasına mı? başkasının görmesine gerek yok.
allaha mı? panter desenli ışıl ışıl eşarplarla öyle mi?
resulüne mi? chanel allure parfüm le hem de!
kim kaldı geriye?
toplum... yani dışarıdaki insanlar...
bu da haramdı bildiğim kadarıyla...
eee?
yani, âlâ dergisine tavsiyem, gelin kadınlarımızı dünyevi ve nefsani olanların best of'larına değil, rıza-y-ı ilahiye matuf best of'lara yönlendirin...
hz. fatıma, menkıbeleri dinlendiğinde yalnızca ağlanacak bir figür değil, yaşanılacak ve hayatımıza aksettirilecek bir örnektir!
panter desenli örtülerde, gucci parfümlerin refakatinde, yeldire yeldire bu gidiş nereye?!
yaptığınız hiç de ala değil!