kezban hanım kendince zekice bir tespitte bulunur; sen itiraz edersin bir noktasına, açıklarsın güzel güzel. ve kezban hanım günün bombasını patlatır:
- neyse derin mevzular bunlar, çok da kafa yormamak lazım.
sen yorma kafanı güzelim, hiç yorma. yalnız sonra da sözlüğe gelip "ben bilmem beyim bilir diyen cahil kadın" diye başlıklar açıp, "modern türk kadını nasıl olmalı?" geyiklerine de girme olur mu canım benim. hadi şimdi iç sütünü de yat.
edit: anlaşılmamış, örnekle pekiştireyim:
kezbi - bence var yaa. nasıl biliyo musuuon. bence yaptığımız hiç bi şeyin kıymeti yok aslındaa. bence alnımıza ne yazılıyosa onu yaşıyoruz sonuçta yani.
ben- alınyazısı diyorsun yani?
kezbi- yani tam olarak öyle de demeyelim dee (lan sen dedin az önce?) kurgu desek daha güzel olur bence. (daha janjanlı olduğu için galiba?) evet yani, hayatın bir kurgusu var bence. o kurgunun dışına çıkamıyosun anlatabiliyo muyuuom? dinimizde de var zaten bu aslındaa. kader yani sonuçta.
ben- sen cennete ve cehenneme inanıyorsun değil mi?
kezbi- tabi ki dee. müslümanım ben sonuçtaa.
ben- e peki, bütün her şey alın yazısıysa ve biz bunun gidişine herhangi bir şekilde tesir edemiyorsak, biz neye göre cennet ve cehenneme koyulacağız? sonuçta o insanın yapabileceği bir şey yoktu hani? alın yazısıydı onun? kurguydu bunlar?
kezbi-.... (kısa süreli bir sessizlik) üfff, neyse yaa. derin mevzular bunlar. çok kafa yormamak lazım.
içses- peki. o zaman şey yapalım, sen bana şu sizin sınıftaki kızı derste nasıl bozduğunu anlat. ben de dinliyor gibi yapayım. böylece ritüel devam etsin.
