93 senesinde dedem köye ev yaptırırken babamın dondurma yemeye götürdüğünü hatıladığım ankara-istanbul yolu üzerinde bulunan ilçedir.
arabada babamın teyze çocukları ve ben vardım. kızılcahamam a geldiğimizde babam ibrahim abiye bizi emanet edip dondurma almaya gitti. ibrahim abi bizden 5-6 yaş büyüktü. arabanın camı açıktı ve ben birşeylerin verdiği cesaretle gelen geçen kızlara laf atıyordum. sanırım en çok kullandığımda "yavyuuum!" kelimesiydi ki "r" lere dilim dönmezdi o zamanlar. bu şekilde eğlenirken geçen kızlardan birinine gene "yavyuuum!" demiştim.
ibrahim abi "ne yapıyon lan! o bizim akrabamız." dedi. "olsun." dedim. "nerden tanıyacak."
dondurmalar geldi. köye uzadık.
aradan birkaç gün geçmişti ki eve ziyarete birileri geldi.
laf attığım kızda aralarında.
anneme "oğlun pek rahat durmuyor" dedi.
annem "ne oldu" diye sordu.
böyle böyle... diye anlattı.
annem çocuk işte dediysede misafirler gidince sağlam bir zılgıt yedim.
bu böyle kalsa iyi büyüdük kocaman adam olduk. laf attığım kız bir ast subay ile evlendi.
4-5 yıl önce gene bir ziyarette kocasına "bu bana laf attı biliyor musun?" dedi.
haydaaa... 15 yıl önceki olayları insanlar kaşımayı ne çok seviyor.
yerin dibini mi arıyordum yoksa halının o muhteşem işçiliğimi mi inceliyordum artık adını koyamadığım bir biçimte başım önüme eğildi.
kocası nasıl diye heycanla sordu?
bu beyfendi daha kısa donla gezerken kızlara laf atıyordu biliyor musun dedi.
kocası bana baktı.
adam başladı gülmeye.
mukerrer nereye bağlayacaksan bağla şu meseleyi diyorsanız söyleyeyim,
"teksasta yapılan teksasta kalır ama kızılcahamam da yapılan mezara kadar sizle gelir."