ocak ayında başımdan geçen bir şeyi paylaşayım madem.
saat 20.00, tükan kapanacak. klik! bastım kumandaya, otomatik kepenkler gürültüyle inmeye başladı. ben içerideyim hesap kitap işleri filan var, daha sonra çıkacağım. kepenk o malum hızıyla aşağı doğru kayarken bi amca üşenmedi eğildi kafasını soktu içeri, kepenkle birlikte kafası da yavaş yavaş aşağı kayıyor:
- kapattınız mı gençler?
- yok amcam daha 1 metre var.
bazen ne derseniz deyin ne yaparsanız yapın, olmasını istediğine inanır insan.
(sonra durdrudum lan kepengi, kafa koparacak kadar vahşi değilim. kafayı çıkarır çıkarmaz tekrar başlattım hızla kapattım tükanı orası ayrı. kepenge tepik attı sövdü gitti ibne müşteri amca.)