kimse kimseyi bir şeye zorlamadığı için yanlış bir tespittir, evinde, tarlanda, otobüste, yolda, yolakta istediğin dili konuşmakta özgürsün güzel kardeşim, ve konuşuyorsun da,
sorun şurada ortaya çıkıyor, tıp okuyacaksan*, bunu kürtçe okuyamazsın, tıp fakültesinde kürtçe aldığın eğitimle bir şey yapamazsın, sana kürtçe üniversite sınavı da hazırlamazlar, ha bu sadece kürtçe için değil ha, "fransızca okudum ilkokuldan beri" diyemezsin tıp fakültesinde, ve fransızca eğitim talep edemezsin de, "ingilizce tıp var hahahaha" deme, zira ingilizce artık dünya dili olarak kullanılıyor ve ingilizce bilen doktorlara ihtiyaç var, o nedenle ingilizce tıp var,
kürtçe tıp okumak istersen barzani üniversitesi var kuzey ırakta, orada kürtçe eğitim alıp, ölene kadar kürtçe şarkılar eşliğinde doktorluk yapabilirsin,
kesinlikle kürtçe karşıtı değilim, herkes istediği dili konuşsun, ama kürtçe eğitim alarak, devlet memuru olup türkçe konuşan bir ülkeye ne hizmeti vermek istiyorsun mesela? kürtçeye ihtiyaç duyan meslekler varsa ancak oralara başvurabilirsin aldığın kürtçe eğitimle,
"ırkçılık bu çağın en dehşetli hastalığıdır" diyor üstad bediüzzaman, bak o da kürt, hatta onun kürtlüğüyle ve bu vatan için canını veren 300 şakirdiyle* dalga geçiyor kendini vatansever zannedenler, oysaki vatanseverliğini canıyla ve tarihçe i hayatıyla ispat etmiş biridir üstad, ama ırkçılığın ne denli bir hastalık olduğundan dem vurmuş hep kiraplarında,
bizi bir arada tutacak çimento "ne mutlu türküm diyene" olamaz, çünkü bir alman "ben daha mutluyum" diyebilir, yada bir amerikalı "ne mutlu amerikalıyım diyene" derse bizden haklıdır örneğin, yani ırkçılık bizleri ayrıştırır, bizim çimentomuz asırlardan beri din olmuştur, din çimentosuyla şekillenmiş bir mozaiğiz biz, çimento bozuldukça bizi bir arada tutan şey bak nasıl bozuluyor, bak nasıl dağılıyoruz,
ama ümitvarım, düşen birkaç mozaik parçası hünerli ellerle tekrar yerine yapıştırılacak, o mozaik tekrar göz kamaştıracak,
hemde tamir ettiği halde bozduğu zannedilen eller yapacak bunu, yapıyorlar da,
anlamadınız değilmi son cümleyi*, yakında anlayacaksınız, ve herşey çok güzel olacak, inşallah.