Adam karşısındakilere teker teker soruyordu:
- Kimsiniz siz?
- Ben mi, ben efendim köyleri ve köylerinde silahlı adamları olan bir Şark beyiyim ve tabii 27 Mayısçıyım.
- Ya siz?
- Tabii ben de 27 Mayısçıyım. Dışarıda yapılan ve pazar arayan makineleri, uğraşıp savaşıp bizim devlete satmaya çalışarak geçinirim. 27 Mayısçı olduğum için, benim tekliflerim daha kolay kabul edilir. Tekliflerimi kabul edenler de 27 Mayısçı olduklarından, aldığım komisyonlardan onları azıcık görürüm.
- Siz?
- Ben Türkiye'den ucuza tütün, incir, üzüm alır, daha pahalıya dışarıya satarım. Kazancımın bir kısmını orada bırakır, bir kısmını da getirir apartman yaparım. Aslında 27 Mayısçıyım.
- Peki siz?
- Kumarhane işletir, mano alırım ben. ilk gününden beri 27 Mayısçıyım.
- Siz lütfen?
- Gümrükten malını çıkaramayanlara yardım eder, çıkartırım mallarını. Her tarafta birçok tanıdığım vardır. Aldığım yüzdelerle geçinirim. 27 Mayısçıyım elbette.
- Siz kuzum?
- 27 Mayısçıyım. Siyasetle uğraşırım. Bir de gecekondu yapıp ona buna satarım.
- Siz efendim?
- Vaizim. inönü savaşlarında Trikopis'in aslında Müslüman kullarına yardım etmek için gökten inmiş meleklere esir olduğunu anlatırım. Ama doğrusu 27 Mayısçıyım.
- Siz kardeşim?
- Ben de 27 Mayısçıyım. Tarihte en iyi davulla dümbeleği kimlerin çaldığını öğretirim çocuklara. Siz de onlar kadar davul dümbelek çalamazsanız; adam olamazsınız derim. Böylesi kolay... Ne diye çok kitap okuyup, hem kendimi, hem onları yorayım? Tarih dediğin, ataları övmek ve övünmekten ibarettir.
- Siz aslanım?
- Ben kaç zamandır işsizim.
- 27 Mayısçı değil misiniz?
- Ha öyle, evet... 27 Mayısçı olmayan var mı, herkes 27 Mayısçı...
- Siz tosunum?
- Ben kaçakçıyım. Kahveyle koyun götürür, ipekliyle çakmak, dolmakalem getiririm. Oralarda hepimiz 27 Mayısçıyız...
- Siz arkadaş?
- Köylüyüm ben.
- Başka?
- Gerisini kurcalama, köylüyüz dedik ya... Türk köylüsü toptan Atatürkçü, 27 Mayısçıdır.
- Siz hemşerim?
- Maden işçisiyim. 27 Mayısçıyım, biraz da veremim.
- Ya siz Sayın Paşam?
- Ben bunların hepsini idare edenim işte.
- idare edersiniz de ne olur?
- Ne olacak, ben olurum; yetmez mi memlekete?
