yıllarca beraber gezip tozduğun, aynı mekanı aynı havayı paylaştığın, yeri geldiğinde onunla üzülüp onunla sevindiğin, beraber dayak yediğin, akşamları okul veya iş çıkışı bir yerde buluşup günü bitirdiğin arkadaşın nişanlanması durumudur.
arkadaşın nişanlanması, evliliğe bir adım daha yaklaşıp senden de bir adım uzaklaşmasını da beraberinde getirecektir.
hiçbir zaman o eski hali o eski tavrı olmayacak olamayacaktır.
nişanlandıktan sonra ;
geliyorum, neredesiniz gibi kısa ve emir cümleleri içeren telefon görüşmeleri yerine artık elinden düşmeyecek bir telefon demektir.
fellik fellik hangi mesaj paketi daha ucuz ve benim işime yarar diye arayıp, mesaj paketlerine üye olması demektir.
senle bile beraberken sürekli gözünün telefonda olması demektir. gelen mesaja çaktırmadan mesaj atmaya çalışması demektir.
"telefon da bu kadarda konuşacak ne buluyorlar, bu kadar fazla konuşulur mu?" diyen kişinin özellikle akşamları daha çok yatma vaktine yakın bir zamanlarda telefonun kulağına yapışması demektir.
neredesin oğlum diye sorulara bir işim var veya gelemeyecem diye cevap vermektir. lan senin ne işin olabilir. yengeyle berabersin ne diye saklamaya çalışıyorsun diye takılmaktır.
paspal, üstüne başına bakmayan birinin, artık gran tuvalet, çok şık ve yakışıklı dolaşması demektir.
dışarıda dolaşırken, cadde de yürürken sen sağa sola bakıp, geçenlere bakarken, o vitrindeki oturma odası takımına bakıp " şu takım da güzelmiş " diyerek muhabbet ile ne kadar alakalı olduğunu göstermesi demektir.
muhabbetin içerisinde bir kız mevzusunda "gençler sizin şimdi o çağınız. konuşacaksınız tabi.bizden geçti artık" diye senle daşşak geçmesi demektir.
"olum dügünde altın maltın takın. şimdiden para biriktirin" diyerek gülmene sebep olması demektir.
hele bir de evlensin ki artık hiç senle olmaması demektir. zaten çoluk çocuğa karıştıktan sonra tamamen yuvadan uçması kaçınılmaz olacaktır.
uşağın bezi, giyimi, evin geçimi, bununla beraber maaşın yetmemesi, geçinememekten dert yanması, tek boş olan hafta sonunu haliyle, eşi ve çocuğuna ayırması demektir.
evli erkeklere kılıbık gibi sıfatlar takmaktan çekinmeyen birinin, bir yere çağırdığın zaman izin almadan, evdekine sormadan gelememesi, onun izni dışında bir program yapamaması demektir.
nerede izliyoruz, orası güzel değil diye haftalar öncesinden konuştuğu maçı, artık izlememesi demektir.
herkesin merakla beklediği derbiyi, bundan önce kaçırmadığı fener maçlarını bile izlememesi demektir. evet bunu bile kendisine reva gördürecektir. *
dört gözle beklediği pazar günü yapılacak çok daha önemli işleri var demektir.
bazen de çaylar yudumlanıp, dost meclisinde şöyle diyaloglara girmek demektir;
-kanka nişanlanmışsın. allah hayırlı etsin.
*he kanka sağolasın. darısı sizin başınıza inş.
-..
*..
*nişanlanmakta çok iyi bir şey lan. insan osbiri bile özlüyor.
-lan vicdansız nişanlanalı daha iki gün oldu. ne yaptıysa artık.
uzun lafı kısası artık senden biri olmayacak, senin gibi düşünmeyecek, senle vakit geçirmeyecektir. o evliliğe bir adım daha yaklaşmıştır. bakmakla yükümlü olduğu, sorumluluğunda ki insanların tabi ki de senden öncelikli olacaktır. sen tek başına yiyip içebiliyorken, kendini düşünüyorken, onun böyle bir seçeneğinin, böyle bir lüksünün olmaması demektir ki bence olması gerekende budur.
eşi ve çocuğu onun herşeyi düşünmesi gerektirdiğini bildiren kişilerdir. nişanlı olmayan kişilere de büyük konuşulmaması gerektiğini öğretecektir. boşuna dememişler bekara karı boşamak kolay diye.
bunlardan çok daha önemlisi;
"olsun nişanlansınlar, varsın benden uzaklaşıp evlensinler, yeter ki mutlu olsunlar, allah tamamına erdirsin, pişman etmesin, iki tarafta da ayırmasın." diye içten bir şekilde temenni de bulunabilmektir.