t.c.'nin de var böyle kullandığı çocuklar. onların da eline böyle pankartlar verilir, dikilirler sıraya işte güneşin, yağmurun veya soğuğun altında; tam olarak anlamazlar nedenini, hatırladıkları tek şey "dikilmektir". sonra büyürler bir gün; kimisi o tuttuğu pankartlar ve söylediği marşların neferleri olur, kimisi de "dikilmeyi" hatırlar ve derin bir nefret geliştirir o kendisini çocuk haliyle oraya "dikenlere".
ben işte küçükken t.c. adına, vatan, bayrak, kürek diye beni her tür hava şartlarında sokaklara, okul bahçelerine diken zihniyetten, o zihniyeti taşıyan polisden, askerden, okul müdüründen, öğretmenlerden, sokaktaki teyzeden, amcadan, kendi ailemden, komşudan, esnaftan ve topyekün bütün bunların oluşturduğu yapıdan nefret ederek, tiksinerek yetiştim. şimdi o çocukların hepsinden birilerinin davalarını savunacak neferler üretileceği zannediliyorsa yanılıyorlar yani, onu demek istiyorum...