Nazım Hikmet 1902 yılında Selanik'te doğmuş, 1963 yılında Moskova'da ölmüştür. Yani O'nun doğduğu şehirde, öldüğü şehirde Cumhuriyet sınırlarımızın dışındadır.. Annesi Celile Hanım, Babası ise Hikmet Bey'dir.
Nazım'la birlikte 1921 yılında Rusya'ya kaçan Vâlâ Nurettin "Bu dünyadan Nazım geçti" adlı eserinin 32. sayfasında Celile Hanım'ın, büyükbabası olan Mustafa Celaleddin Paşa'nın, BORJENSKi soyadlı Polonya'lı bir Yahudi olduğunu yazar. Yine aynı eserin 33. sayfasında ise Nazım'ın anneannesinin büyük dedesi olan Müşir Mehmet Ali Paşa'nın da Fransız asıllı bir protestan olduğu kaydedilmektedir. 8 Şubat 1977 tarihli Y.MiLLi MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:
"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKi olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg'lu Y.MiLLi MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKi olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg'lu Karl de Trois soyuna mensup.." Bu gerçek Nazım Hikmet tarafından bir şiirinde şöyle teyid edilmiştir:
Lehistan'dan gelmiş dedelerimden biri...
Göğsümüzü kabartmıyor değil
Dedelerimden birinin lehli oluşu...
NAZIM'A SAHiP ÇIKANLAR
Moskova'da ziyaret ettiği bir sanat okulunun hatıra defterine "Moskova uyanan dünyanın yeni Kabe'sidir. Ben yaptığım bu hac'da yeni imanımın ışıklarını buldum " yazarak komunistliğini Rusya'da tescillettiren Ertuğrul MUHSiN yaşadığı dönemde şüphesiz Nazım'ın en büyük hamisiydi.. Kafatası, Unutulan Adam gibi sonunda yasak kitaplar arasına giren eserler Ertuğrul MUHSiN' in marifetiyle Şehir Tiyatrosu sahnelerinde günlerce oynamış, o zamanın tek film şirketi olan "ipek Film" Stüdyosunda da Nazım'a vazife verilmesi yine Ertuğrul Muhsin'in tavassutu ile olmuştur.. Nazım'ın hamiliğini yapanlar, O'nun moskovadan azgın bir komunist olarak döndüğünü bilmiyorlar mıydı?
Nazım'ın oldukça basit piyesleri, yoldaşı Ertuğrul MUHSiN' in sayesinde Şehir Tiyatrolarında gösterime girince bu durum Nazım'a hem para hem de şöhret kazandırmıştı. Üstelik Nazım'ın şöhreti Atatürk'e kadar ulaşmıştı. Atatürk'te Nazım adına yapılan bu geniş reklam ve propagandaya pek iltifat etmediği için: "şunun şiirlerini bir de kendi ağzından plağa alın, getirin bakayım" talimatını verdi. Nazım'ın Hazer ve Salkımsöğüt adlı şiirleri kendi sesinden plağa kaydedilip ATATÜRK' e getirilmiş, ATATÜRK bu şiirleri dinledikten sonra aynen:
"BU ŞiiRLERDE TÜRK MiLLETiNiN HAYATINA KASTEDEN BiR BOMBA VAR"
demişti. Atatürk ona ilk notu vermiş, şiirlerinin muhteviyatındaki korkunç maksadı anlamış olmasına rağmen, Atatürk'e yakın olmaya çalışanlar, Atatürkçülüğü kimseye bırakmayanlar, ATATÜRK' ün bu beyanından sonra bile Nazım balonunu şişirmeye devam etmişlerdir..
NAZIM ATATÜRK'E DE SÖVÜYORDU...
Nazım'ın 28 Kanunsani başlıklı şiiri dikkatle okunduğu zaman her hareket ve her hadisede Atatürkçülük'ten bahseden, bizdeki komunistlerin aslında Atatürk'ün adını bir maske, hatta bir cankurtaran simidi gibi kullandıkları daha iyi anlaşılır.. Nazım'ın ilk ve açık komunist propaganda yapan şiirine birlikte gözatalım...
.........
Trabzon'dan bir motor açılıyor
Sahilde kalabalık
Motoru taşlıyorlar
Son perdeye başlıyorlar
BURJUVA KEMAL' in omuzuna binmiş
KEMAL KUMANDANIN kordonuna
............
Nazım Hikmet görüldüğü gibi komunist Mustafa Suphi, Etem Nejat ve arkadaşlarının Trabzon açıklarında motörlü kayıkta öldürülüşlerinden dolayı büyük bir kin içinde .......
NAZIM'IN MOSKOVA HAVA LiMANINDA VERDiĞi BEYANAT
Nazım Moskova'ya indiğinde kendini karşılayanlara ve Rus resmi haber ajansı iNTER TASS' a aynen şu şekilde konuşmuştur..
"O kadar bahtiyarım ki! Ben bütün hayatımı, idealimi, aşkımı bu muazzam şehre borçluyum. BEN SOVYETLER BiRLiĞiNiN ÇOCUĞUYUM. Bugün memleketimin halkı Amerikan Emperyalistlerinin elinde esirdir. Türk Halkı Amerikan üniforması giydirilerek Kore'ye kaatil olmaya gönderilmektedir.
.....
Stalin benim için çok mühimdir. Gözümün ışığı, fikirlerimin kaynağıdır. BENi STALiN YARATTI.. Her şeyimi ona borçluyum..
NAZIM'IN AHLAKI
Nazım Hikmet ensest (aile içi cinsel ilişki) ilişkileri savunan meşhur sapık SiGMUND FREUD' u fazla okuduğunu ve O'nunla çoğu konuda paralel düşündüğünü yakın dostlarına söyleyebilmiştir. Nitekim Nazım annesinden bahsederken:
"Annemin gençliğini çok iyi hatırlıyorum. Aşık olduğum ilk kadındır. Freud'u okudunuz mu? Hayranı değilim fakat doğru gözlemleri var. BEN KENDi ANNEME AŞIKTIM. Şaşılacak kadar güzel kadındı" demektedir. Herhalde cinsel sapkınlığı olmayan hiçkimse annesi için bu tabirleri kullanmaz...