Allah düşmanımın başına bile vermesin dediğim durumdur. kanser olduğunu öğrendiğinizde yıkılırsınız, hayatın artık sizin için bir anlamı yoktur. neden neden sorularıyla kafayı yersiniz. dua ile birlikte garip bir isyankarlık vardır artık bünyenizde. sonra biyopsi ve ameliyat dönemi. ameliyata giderken ona gülümseyip moral vermeye çalışırsınız nemli gözlerinizi ondan kaçırırsınız ama çok zordur çok. yaşlı gözlerle olduğunuz yerde taş kesilirsiniz. özellikle ameliyattan çıkmasını beklemek sizin için dünyanın en uzun zamanıdır. yerinizde duramazsınız, bir içeri bir dışarı gezersiniz gerçi hoş gittiğiniz yerde de durulmaz o da ayrı bir mesele. ameliyat sonrası annenizi ameliyat masasından odaya getirdiklerinde o halsiz halini gördüğünüzde boğazınıza bir şeyler düğümlenir gözleriniz yaşlı odadan dışarı kaçarsınız. ameliyat sonrası ilaç tedavisi ve kemoterapi. allahtan biz kemoterapi yaptırmadan sadece ilaç tedavisi ile kurtardık ve şimdi hastalığı atlattık. ama zordur be. dediğim gibi allah düşmanımın başına bile vermesin.
kim açtı birader bu konuyu. yazmadan duramadım ama bunları yazarken de sanki o günleri bir daha yaşadım.