ben bu yazıyı anneme yazdım

entry1589 galeri
    771.
  1. herkes olması gereken yerde mi anne? ya da olması gereken yerde olanlar şu anda nerede? nelerle uğraşıyorum yine değil mi anne? tamam kendimizi ifşa etmeden yazıyorum. çok sıkıldım be anne! her gün defalarca aradığında da telefonu kısa tutma nedenim bu. üzülmeni istemiyorum ama üzüyorum, farkındayım.

    konuşmaktan yoruldum, bir şeyi anlatmaktan... onun için baksana hiç mi hiç arkadaşım yok. olmasını istemiyorum. bana baktığında beynimden geçenleri anlayacak hiç kimse kalmadı. "günün nasıldı?" diyorsun. "boşver anne, işim var şimdi ders çalışmam lazım, sonra görüşürüz." diyorum. halbuki ders falan çalışmıyorum. kendi iç sesimi dinlemekten de sıkıldım. hiç bir işe yaramıyor işte baksana!

    "eve ne zaman geleceksin, özledim!" diyorsun. gelirim bir ara diyorum. öğle aralarında arayıp "yanındaki arkadaşlarına selam söyle!" diyorsun yine, "olur." diyorum ama kime söyleyeceğimi bilmiyorum. yine yurt hayatımı soruyorsun, derslerimi bilmem neyimi. hep geçiştiriyorum. geç saatlerde dışarı çıkmama izin vermiyorsun, yine bilirim o duyguyu tamam da. -da işte insanı kahreden, aptal bir bağlaç.

    mutlu olmadığını biliyorum ama mutluymuşsun gibi davranıp, aklımın sen de kalmasını istemiyorsun. ısrarla çağırmasan inan adım atmayacağım evimize. gürültüden başka bir şey değil.

    eve geliyorum. yine aynı... niye konuşmadığımı bir şey anlatmadığımı soruyorsun. halim yok anne, inanmıyorsun biliyorum ama gerçekten halim yok!

    sorunun ne olduğunu söylüyorum itiraz ediyorsun, öyleyse ben nasıl konuşacak bir şey bulabilirim? geçenlerde sınıftan bir kızla tartıştık ama öyle böyle değil. herkes kendini akıllı sanıyor. doğru olanı anlattım kıza anlamak istemiyor. bir daha da verdiği selamı almadım. sonra biri yanıma geldi, "neden böyle yapıyorsun?" dedi. o anda oradaki hiç kimsenin umurumda olmadığını, menfaatler üstüne kurulu arkadaşlıklar istemediğimi söyledim ve o andan sonra da yalnızlığı kendimle özdeşleştirdim. açıkçası umurumda değil harbiden!

    ara sıra hoşlandığım biri var mı diyorsun ama ara sıra. uç ünlülerden seçenekler sunuyorum önüne. şunun gözünü, ötekinin kaşını birleştir. işte o oluyor diyorum. gülüyorsun, zaten gülmeni istediğim için yapıyorum.

    b.k gibi yine, bahar geldi, sonrasında yaz gelecek, sonrası tekrar kış... kaç mevsim daha atlatacağız validem? biliyor musun? hayatımdaki her şeyi önceden söyleyip. yaptıklarımın sonucunda neler olacağını söylüyorsun ve işin sinir bozucu kısmı, hep senin dediklerin çıkıyor. öyleyse bunu da bil! ona göre yaşayacağım.

    psikolojinin temelini de geçenlerde öğrendim anne! aslında bunu hepimiz biliyoruz ama bir doktordan duymak her zaman daha dikkat çekiyor ya, söylemem mi gerekiyor şimdi? evet, anlatmaya çalışayım o halde...

    eşinize, dostunuza, postunuza bir iyilik yaptınız ama nasıl bir iyilik. düşünün siz böyle bir iyilik yapmasanız, o kişi çukurlardan çukur beğenecek ve canınızı dişinize takıp lanet bir iyilik yaptınız ve sonucun tamamen değişmesine sebep oldunuz. (böyle de çekilmez derecede iyi birisiniz lanet olsun.) sonrasında iyilik yaptığınız bu kişiyle aradan geçen zaman sürecinde, konuşmuyorsunuz. birbirinizi gördüğünüz yerde yolunuzu değiştiriyorsunuz. bir anda şartlar değişti diyelim yani.

    işte psikolojinin bu lanet temelinden; o kişiye yaptığınız iyiliği, yaptığınız anda unutacaksınız. kaç kişi yaparsa bunu artık, bilemem??

    sonrasında başınıza kötü bir olay mı geldi. yine hafızadan sileceksiniz. bu hafızadan silme işini alışkanlık haline getireceksiniz. sadece yaptığınıza karşılık, sonucun kötü olduğunu ve bir daha bunu yaparsanız yine aynı sonuçlara katlanacağınızı bilerek, ders alma modunda olmanız gerekiyormuş.

    evet bu anlattığımı bilmeyen mi var değil mi? ama uygulayan yok o ayrı...

    neyse konumuza dönelim. teraziyi hafifletme zamanı şimdi anne! çürük domatesleri fırlatıp birinin rastgele kafasına atma zamanı! biliyorum sevme zamanı değil. değer verme zamanı da değil, güvenme zamanı hiç değil...

    gerçekten üzmek istemiyorum seni anne! sorunumun ne olduğunu arama arayışındayım. çözüme ulaştığım an, her şeyin daha iyi olacağını içten içe hayal ediyorum. öyle olacak değil mi anne?

    sen uyurken yanına gelip,içimden anlattığım olaylar gibiyim şimdi. çözeceğim çoğu şeyi. daha mutlu olacağım. seni de mutlu edeceğim hayatımın kadını!
    0 ...