insanlığın içinde bulunduğu durumu baz aldığında, değeri öldükten sonra da anlaşılmayacak olan yeteneklerden* sadece biridir.
Bir bakarsın mağrur bir duruş sergileyen, bir bakarsın baş kaldırışın onurlu mücadelesine en önde flama tutaraktan destek verendir. Sonra bir bakarsın, baktığın yerde bulamadığın oluvermiştir.
iş işten geçtikten sonra, evinin önüne mum dikmeye gelecek olan kişileri, şimdiden tespit çabasıyla, kalabalıkların arasında arayan gözlerle dolaşandır.
Beyin göçü yapacağı sırada göçük altında kalandır.
Bazen sevinçli olduğu zamanlarda hayatı tiye alan makara ipi, bazen dostlarının yüzünde güzel bir gülüş için mücadele eden diş ipi, yeri geldiğinde kirlilerin günahlarından arınıp ona tutunduğu çamaşır ipi, yeri geldiğinde ise ipneliğin lüzumu yok diyerekten adamın dibi olandır.
Kendini beğenendir ama kendiğini beğenmiş değildir.
karşısındakine değer verendir. Sayısal mezunu olmasından kaynaklıdır her şeye değer vermesi ama genede istediği sonucu alamayandır. Demek ki iyi bir sayısalcı değilmiş sorusunu akla getirendir.
Önceki cümledeki 'iyi bir sayısalcı değilmiş' yargısının soru olmadığını belirtip, insanların dikkatsizliğinden yararlanarak yaptığı laf cambazlığı ile sözelinin fena olmadığını ispatlama çabasında olandır.
an itibariyle günün anlam ve önemine yakışır şekilde davranıp, içindeki çocuğu ofiste kendi koltuğuna oturtup 23 Nisanda içinden geldiğince yazma şansını verendir.
Daha bir çok özelliği olmasına rağmen, kendisini övmemek adına hiçbirini saymayandır. Belki de kendisine sövmemek adına saymayandır.
Kim bilir belki de...
(bkz: Bana bir şey olursa yaşayamam)
