--spoiler--
Şüphe, sıra dışı zekaların anahtarıdır. Şüphe eden, merak eden, doğruları araştıran kişi ancak gerçeğe ulaşır. Harvard üniversitesinin ambleminde veritas yazmasının nedeni budur. Veritas Latincede gerçek demektir ve ancak gerçek insanı özgürlüğe ulaştırır.
Şüphe eden kişi iyi bir bilim adamı olur, iyi bir gazeteci olur. Kendisine doğru olarak dayatılanlara inanmayanlar, gerçek doğrulara ulaşarak hem kendilerini hem de içinde yaşadıkları toplumu aydınlatırlar. Belki de aydın kelimesi bunun için yakışır onlara...
Ortaçağ avrupası, doğru bildiklerinin aslında yanlış olduğunu anladığı zaman aydınlanma dönemi başladı. Pek kimse bilmez ama aydınlanma ve rönesansın doğuşunda hiçbir şey göründüğü gibi değildir ilkesinin keşfi yatar.
Ortaçağda bilmsel buluşların en önemlisi nedir bilir misiniz? Teleskopun ve merceğin icadıdır. Çünkü, insanlar teleskoptan bakınca gerçeklerin nasıl boyut değiştirebildiklerini görmüşlerdir. Yıllarca inandıkları gibi güneşin dünyanın etrafında değil de, dünyanın güneşin etrafında döndüğünü öğrendiklerinde her şeyden şüphe duymaya başlamışlardır. Bunun sonucunda da illuminizm, aydınlanma dönemi başlamış ve batı dünyası hızla gelişmiştir.
Sadece evrensel gerçeklerin değil, hayatımızdaki küçük inançlarımızın da yanlış olduğunu hiç düşündünüz mü? Lütfen,düşünce dünyanızdaki açılmamış kapıları biraz zorlayın. ihtiyacınız olan anahtarınız şüphedir.
Bu buluşlarla, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı düşüncesi ortaçağda o kadar etkili oldu ki mimari de bile etkileri hissedildi. Gotik tarzı bu keşiflerin bir ürünüdür, ve simetrinin kullanılmadığı bu tarz gerçeklerin farklı olduğu inancından doğmuştur (Kendi kutup yıldızını bul- N. G., tulgar, 2006).
--spoiler--