çocukken yaşanan utanç verici olaylar

entry79 galeri
    71.
  1. dersaneye kayıt görüşmeleri için gitmiştik babamla.* malum deneme sınavına girilmiş ve o çok ünlü "çocuğunuz fena zeki, sınavda şöyle başarılı olmuş böyle yapmış" telefonu geliyor bizim eve. Benim kıç havada evdekiler farklı bakıyorlar falan.

    Babamin başka bir dersaneden bir arkadaşı olduğundan mütevellit beni o arkadaşının dersanesine yazdırmayı istemekte. Ama ben bu dersaneye gönül vermiştim bir kere. Babayı zorla ikna ettikten sonra en azından gidip konuşmaya ikna ediyorum. Baba homurdanıyor çünkü tanıdığı dersanede 100-200 neyse daha az ödeyecek. Bizim istekler önemsiz biz cocuguz ne biliriz.

    Baba oto tamircisi olduğundan işleri çok yoğun onu o yoğunluğun içinden alıp dersaneye götürmek bile bir mesele. Işte yine yoğun bir gündü aldım babamı dersaneye gideceğiz. Üstünde tofaş yazılı bir yağlı tulum var. Babanın işinden ya da kılığından kıyafetinden hiç bir zaman utanmadim. O günde utanmıyordum. Hiç bir zamanda utanmayacağım.

    Dersanenin kapısına geldik içerden kızlar çıkıyor böyle yanında anneleri mutlu mesutlar böyle çıkarken bana gülüyorlar gibi hissediyorum böyle msn adresini verecekmiş de aramızda bişeyler olucakmış gibi. Belirteyim o zamanlar msn altın çağını yaşıyor telefondan popüler o seviye.daha girerken kendi kendime cennete geldim ışte cennettesin anarkı telkinleri yapıyorum.

    yukarı çıktık sekreterlerin olduğu kata. bir kadın buyrun hoşgeldiniz diyerek babama yaklaştı benimde başımı okşadı. masasına gidip oturduk babam hiç bekletmeden fiyattan girdi konuya. ancak kadın o kadar güzeldi ki o an anlamıştım neden metrolarda "gelecek istasyon kabataş kabataş bu yöndeki son istasyonumuzdur" diye yapılan duyuruları neden kadınlar seslendiriyor. neden bankalarda sizinle ilgilenenler kadın oluyor anlamıştım çünkü mini etekli göğüs dekolteli kadınlara hayır demek çok zor. şahsen kadın o anda "çocuğunuzu bizim dershaneye yazdıracaksınız!" diye emir kipiyle konuşsaydı "parasını ben çalışıp ödeyeceğim baba bırak beni gireyim dershaneye yeter ki şu kadını tersleme lütfen" diyesim geldi. ama babam kendinden emindi.

    fiyattan açıldı konu kadın fiyatlarımız "1800 lira ancak çocuğunuz sınavda gösterdiği başarı sayesinde 1400 liraya kayıt olabilir" haha ben bile gülecektim hadi oradan tamam güzelsinde pazarlamacı olamazsın sen. asla. yok yani beceremedin beni bile kandıramadın babamı hiç kandıramazsın. gayet sınavdanda normal bir öğrenci gibi netler çıkarmıştım. abartma lütfen diyesim geldi ama demedim çünkü babam yanımdaydı ben konuşamazdım. babam olmaz fazla falan demeye başladı ben baba dur tartışma "he de" gülüşerek çıkalım bu binadan yeniden başımı okşasın. ama babam işi yokuşa sürüyordu. derken o an geldi çattı babam kundurasını ayağından çıkartarak kadının suratına doğru ayakkabının tabanında ki deliği göstererek "bak bak bizim durumumuz kötü yap bişeyler" dedi.

    işte o an hayatım film şeridi gibi geçti gözümün önünden. sanayide çalışırken herkesin içinde ustasından tokat yiyen çırak gibi kaldım orada. kadınınsa bozulduğu herhalinden belliydi "daha fazla birşey yapamayız ama 100 lira daha indirelim haydi" dedi. babamsa olmaz öyle şey diyerek beni tuttu ve dışarıya çıktık. çıkarken o yüzüme gülen annesiyle gelen kızlar yoktu. herşey tozpembeyken hava grileşti yağmur yağacak gibi oldu ve dükkana döndük bende dükkanı süpürdüm. ama içimde bir karadelik oluşmuştu o gün. hey gidi hey.
    0 ...