halkçı, toplumcu demektir. bu bakımdan sosyalist=marksist demek değildir. ya da her sosyalist marksist değildir.
öte yandan bunların marksist anlamda sosyalist olanları çok koyu demokrasi düşmanıdır özünde. ama mesela türkiye'de en azılı demokrasi savunucularındandır bunlar. bunun sebebi demokrasinin olmadığı yerde kendilerinin şanslarının olmadığını bilmelerindendir.
gücü eline aldığı yerde karşı görüşleri sindirmeyi görev bilirler. hani şimdi akp, karşıtları tarafından; karşıtlarını yok ediyor, devlet kurumlarının önemli yerlerine kendi adamlarını yerleştiriyor diye eleştiriliyor ya, aynısı bunlar için de geçerli. milliyetçi olan herkese faşist derler sonra faşizmi gayrimeşru bir şeymiş gibi gösterirler, aynı şeyi dincilik konusunda da yaparlar. düşmanlarını da ''gerici'' adı altında tek tipleştirirler. ortaya çıktığı yüzyıldan bu yana siyasi literatürde faşist ve gericiden başka bir şey bilmediklerinden gün geçtikçe azalmakta eğitim ve kültür seviyesinin geliştiği ülkelerde tutunamamaktadırlar. tekrar ediyorum marksist olanları böyle.
sonuç olarak sosyalist özünde faşistlerle aynı mantıkta olan (kendinden olmayanı yok etme) ancak faşistlerin açık sözlülüğünden veya yüreğinden yarısına bile sahip olamayan canlı çeşididir.
ek; bu yazının ana fikri komünistlerin demokrasi düşmanı olmaları değil (thank you captain obivius), komünistlerin çoğunluğu kurduğu yerde kendilerinden olmayı yok etmek isteyen şahsılar olmalarıdır.