flemenkmitolojisinde tasviri ekseriyetle kötü maiyette olsa da, kimi zaman iyi yanları vurgulanarak dillendirilir. bu anlatıların bir tanesinde: dindar bir şövalye, ormanda gezerken güzel bir kadına rastlar. kadın olduğu gibi çıplaktır ve bir ağaca bağlıdır. sırtında ise, kendini döven haydutların kırbaç izleri vardır. şövalye kadını kalesine götürür ve orada onunla evlenir. mutlu giden evlilikte; kadın fazlası ile ünlenir. hatta flemenk kralı kendi hatırına turnuvalar dahi düzenler.
günlerden bir gün; dindar dedik ya, bu şövalyenin her pazar kiliseye gitmek gibi bir adeti vardır. ancak karısı kendisi ile gelse de, hiçbir zaman vaaz ve solo şarkı kısımlarına katılmaz. şövalye de, bu duruma içerler. ve onu kolundan tutarak silkeler. "ne yapıyorsun? tanrı aşkına!" der. tam bu esnada, yüzü ve bedeni farklılaşmaya; mutasyonel bir sürece adım atmaya başlayan mara, asıl silüetine bürünür ve daha sonra ortadan kayboluverir.