değişken sıkıntı

entry1 galeri
    1.
  1. özünde, insanın içindeki açıklanamayan sıkıntı durumudur.

    lakin ayrıntıda çok büyük ve vahim bir gelişmiş depresyon halidir kanımca.
    canın sebepsiz yere sıkkındır, dışarı çıkmak istersin. planı yaptığın dakika grubu teşkilleyebilecek olmana rağmen hiç kimsenin yüzüne ve sesine tahammül etmek istemezsin, sonunda giyinip kendini dışarı atarsın.

    en iyi ihtimalde canlı müzik yapılan bir bara veya cafeye gider oturursun. ancak 15 dakika sonra o bile bayar seni, kendine gıcık olmaya başlarsın artık.

    " benim derdim ney amk ?! " cümlesi başının üstündeki baloncukta asılıdır sürekli.
    cafe, canlı müzik veya alkol dahi yarana merhem olmaz. halini anlayıp arabanın anahtarlarını veren baban sayesinde tek başına gezmeye gidersin, baraj gölü veya nehir kenarında biraz hava değişikliği yapıp, doğa dinlenmesi yaşamak için.
    ancak o sıkıntı hala içindedir. bariz bir boşluk vardır, anlatmak istesen kendin bile bilemezsin sebebini.

    çoğu kişinin ;

    " sana yalnızlık yaramıyor gel bir kız bakalım kanki. "
    " dert ettiğin şeye bak, 2 duble rakı attık mı kıyamet kopsa s*kinde olmaz ! "
    " kilosu kaç kuruş oğlum, moral dediğin nedir ki ?! "

    cümlelerini kuracağını bildiğin için anlatmaya dahi yanaşmadığın en özel durumdur. çünkü kendinde bilmiyorsundur içindeki eksikliği.

    ikindi sularında birinci kattaki apartman dairene geri dönersin, odana girip film izlemeye başlarsın.
    alnının sol tarafından süzülen bir damla ter yazın geldiğini hissettirir, dayanamayıp pencereyi açarsın.
    kafayı dışarı salıp rüzgar ararken odanın hemen altına denk düşen kıraathane çıkışındaki amcaların son okey düellolarını tartıştığının farkına varırsın. komik olan ise, ilgini çeker. dinlersin.

    + hamdi usta, son elde kırmızı sekizliyi atmayacaktın, atmayacaktın.
    - o, bu değilde ! ben remzi başkanın 2 el üst üste kafa atarak oyun bitirmesine hayran kaldım.
    * haha deyeyimde boşa gitmesin ramazan. bu işler böyle olur.
    ^: lan oğlum, grip olmasam alayınız ezerdim.

    dört amca aralarında sohbet ederken bir an uzaklaşırsın.
    " koskoca adamların işi gücü yok okey oynuyorlar. birde bitirmişler erman toroğlu havasında tartışıyorlar. " diye düşünürken içindeki eksikliğin ne olduğunun farkına varırsın.

    normal zürafa'nın bu adamlara dönüp ;
    " helal dayı ! kim tutar seni ! " demesi gerekirken neden azarlar içinden ?!
    2 saat daha dinleyip zevkten dört köşe olması gerekirken, neden eline geçen ilk fırsatta sohbetin gerisini duymaktan kaçınır.

    cevabını hemen bulur, hatta hisseder.
    büyüyorsundur. olgunlaşıyorsundur.

    her yerde övündüğün, vurdumduymazlık ve özgürlüğün iraden dışında seni terkediyor ve sen bunun için hiç birşey yapamıyorsun.
    vücudunun her yeriyle gülüp geçebilme kapasitesine sahip olduğun sorumluluklar seni kendine bağlamaya başlıyor ve korkutuyordur.
    zamanın boşluğun ta kendisi olduğunu anlarsın birden, boş boş duramayacağını anlarsın.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük