konser dönüşü takılmıştık arkadaşlarla. zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım. bizim buralarda pek konser olmaz zaten, televizyonda gördüğümüz ünlüler senede 1-2 kere anca gelir. eve geldiğimde terlediğimi hissettim. hava zaten nemli olunca üzerimdeki tişört neredeyse vücuduma yapışmıştı. hemen banyoya girdim. soğuk suyla duş almak iyi gelirdi bu saatte. duştan çıkınca da bir yorgunluk kahvesi içmek iyi gelir diye mutfağa gittim. ketılda kaynattığım su ile demledim 3ü 1 arada olan kahvemi. mutfaktaki televizyonu açtım. paketimde kalan sigaraların sayısı 4 elin parmakları kadardı. bir sigara yakıp oturdum masama. trt2 nin saati 4:10 du. kahvemi bitirip sigaramı içtikten sonra kalktım masadan. kahve bardağımı çalkalayıp çeşmeden 1 bardak su içtim. yazın çeşme suları serin oluyor nedense. belediye soğutup gönderiyormuş, öyle bir efsane var. o dama gidip üzerime temiz bir tişört giydim. odada yerde duran kitapları kitaplığa koyacakken sanki kapı çaldı. odadan çıktım evet kapı gerçekten çalıyordu. gecenin bu saatinde kim olabilirdi ki? kapıya yöneldim. kim var orda deyip açtım kapıyı. tövbe bismillah o da ne...