söykü dergisi sayı 5 oda

entry60 galeri video1
    58.
  1. -kısa metrajlı ölüm;

    okuyucuyu, hikayenin sonuna kadar sürdürülen;

    - gerçek mi?
    - yapay bir kurgu mu?
    - yoksa, bir düş mü?

    üçleminde bırakarak kendisine bağlayan ve sonunda dahi durumun tam olarak netleşmediği, istenilen sonun, okuyucunun hayal gücüne ve tercihine bırakıldığı, sağlam yapılı, detaylarına büyük özen gösterilmiş hatta, şansın biraz fazla zorlanarak kimi zaman okuyucunun bunaltıldığı, teknik puanı oldukça yüksek fakat artistik puanlarda vasatı çok aşmayan bir öykü olmuş.

    - 'artistik puan da ne ola ki' demeyin, çok önemlidir.

    iki küçük kız çocuğu getirin, gözlerinizin önüne. ilki, eski türk filmlerinden çıkıp-gelmiş izlenimi veren; yaşının gerektirdiği düzeyin en az beş katı bilgi donanımına sahip, beyaz yakalı gömleği, mavi kurdelesi, pileli gri eteği ile felsefi söylemlerde bulunan cinsten olsun. ikincisi ise cıvıl-cıvıl, gözlerinin içi gülen, girişken, oyun düşkünü, çocuk gibi kızan, çocuk gibi sevinen, çocuk gibi konuşup onun gibi zor dinleyen cinsten.

    - bir büyük olarak hangisi çekici gelir sizlere?

    öykülerde böyledir bence. yelpazenin bu iki ucu arasına serpiştirilmiştir tüm öyküler. kimisine daha ilk cümlelerde, başlar-başlamaz ısını-verirsiniz. sevgi, hoşgörüyü doğurur ve ufak-tefek yazılım hatalarını, ifade bozukluklarını görmezlikten gelmeye başlarsınız. sevmişsinizdir bir kez, toz kondurmak istemezsiniz artık ona.

    bizler de öyle değil miyiz aslında? yaptığımız iş ne denli bilimsel ve teknik olursa olsun toplumdaki konumumuzu belirleyen beşeri ilişkilerimiz değil midir?

    saygı duyulan bir insan olmak ya da sevilen bir insan olmak. ikisi birden en ideali elbet! ama illaki biri olacaksa ben 'sevilen insan' olmayı yeğlerim doğrusu.

    öykülerin iskeleti elbet sağlam olmalı. ifadeler düzgün, tasvirler; mekanı, kişiyi, olayları betimler nitelikte olmalı. diyaloglar seçilebilir ve anlaşılır olmalı. hepsine eyvallah! lakin, okuyucuyu peluş bir battaniye gibi sıcacık da sarsa daha iyi olmaz mı?

    - sadece teknik puan alma çabasında olup bu önemli detayı atlamamak gerek.

    okşanası gelmiş bir kedi gibi sürünün okuyucunun bacaklarına, kucusuna yayılıp kuyruğunuzla tahrik edin onu, için için ve uzun uzun mırıldayın, kıçınızı değil gıdınızı kaldırın ki okşayabilsin.

    - sevsin sizi! çünkü bir yazarı sevmekle başlar her şey*.
    0 ...