bir türkiye gerçeğidir. sebeplerine gelmeden önce, türkiye'de nasıl düşünce özgürlüğü yok lan herkes istediğini söylüyor diyenler için kısa bir açıklama hatta tanım yapmak ardından da türkiye'nin içinde bulunduğu durumu inceleyerek sizlere açıklamak istiyorum...
burada bahsettiğimiz şey, düşünceyi ifadenin ta kendisi olup, sadece olağan karşılanan, zararsız veya önemsiz görülen düşüncelerin açıklanması değil, ayrıca devlete ve toplumun belirli bir bölümüne aykırı gelen düşüncelerinde ifade edilmesi ifade özgürlüğüdür.
Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ortamlarda insanlar düşüncelerini işaret ve sembollerle açıklamaya çalışırlar. örneğin erkeklerin sakallarına verdikleri şekiller, kılık kıyafetler veyahut bayanların saç şekilleri vb.
gel gelelim türkiye'ye... hepimizin bildiği gibi, anarşistler,sosyalistler,liberaller,kemalistler,komünistler,faşistler,islamcılar,ateistler ve daha bir çok hatırlayamadığım sayısız grup, kendisini kıyafetleriyle, saçlarıyla sakallarıyla tarzlarıyla ön plana çıkarmaya ve bu yolla rengini belli etmeye düşüncesini anlatmaya çalışmaktadırlar.
bu ülkede erkekler için, sakalını uzattın mı tarikatçı, saçını ve sakalını birlikte uzattın mı ateist olursun. kızlar için, uzun etek giydin mi dini bütün, kısa etek giydin mi vay dinsiz zındık damgası yersin. bu bile türkiye'de algılanamamakta. sen tarzınla birşeyler anlatmaya çalışsan da karşında ki onu bile anlamayıp yapıştırıyor damgayı.
yeşil parka giy komünist ol, marka giy liberal ol, marka giyme ezik ol, cumhuriyet oku kemalist ol. bu işlerin bu kadar basit olmamasının yanı sıra türk halkında ki algılama bozukluğu ve hemen yaftalama isteği önüne geçilemez bir hal almış.
sebebini açıklamak için, amerikanın oyunları bunlar demiycem dememe de gerek yok zaten fakat birilerinin empoze ettiği açık. müslüman ol, hristiyan ol, ateist ol, musevi ol, türk ol, kürt ol, çerkez ol, rap dinle, rock dinle, türban tak, mini etek giy, badem bıyık kes, sinek kaydı yap sonucunda aynı otobüste yanyana oturuyor musun? ayaktayken pardon şunu uzatır mısınız deyip birşey rica ediyor musun? o kişinin mesleği ne olursa olsun karşısına geçtiğinde senin işini görüyor mu? aynı mahallede oturuyor musunuz? aynı havayı soluyor musunuz? aynı ortak değerlere sahip misiniz?
evet evet evet... bütün sorularımın cevabı evet.
bırakalım da artık insanlar istedikleri, hissettikleri, benimsedikleri herşeyi rahatça söyleyebilsinler. söyleyebilsinler ki kendilerini 2. yoldan ifade etme zorluğuna ve karşılığında da yanlış anlaşılma işkencesine katlanmak zorunda kalmasınlar artık. adama ben kemalistim dediğinde vay atayiz, ben tayyipçiyim dediğinde de vay şeriatçı demesin.