sayının başarılı hikayelerinden biri. mükemmel bir giriş ile hemen okuyucuyu kucağına alıyor. daha sonra da akıp gidiyor.
fakat bazı kurgusal yanlışlar var. yani aslında ya hikaye oması gerektiği gibi başlamamış ya da bitmesi gerektiği gibi bitmemiş. şöyle ki ;
--spoiler--
- bu dünyada ki hiç kimse isterse baş gardiyan isterse baş nazi subayı olsun, 9 kişiyi bıçakla doğramış birine pislikmiş muamelesi yapamaz. yemez çünkü.
- çocuk. evet bu bir çocuk ama liseye beraber gittiği arkadaşları olan bir çocuk. 16-17 yaşındaki insanlar sadece resmi olarak çocukdur. bir hikayede onlara çocuk diyemeyiz. çocuk dersek eğer okuyucunun gözünde bir çocuk canlanır. burada ise bayağı bildiğin sakalının bıyığının olması gereken biri var. adam en az liseli *
- hapishane memuru, hapishane müdürü. ve kendi hapishanelerine gelen bir hükümlü. bunları geçtim. eğer bir genç dokuz insanı bıçakla doğrarsa onu hem bütün türkiye tanır. hem de reuters olsun BBC olsun haber olur.
bunlardan dolayı kahramanımız hapishaneye ilk geldiğinde çok daha fazla saygı görmesi gerekirdi. ya da işlediği suçun hafifletilmesi mümkündü.
aynı hikaye ve kahramanımız annesini yaralamaktan girseydi hapishaneye nasıl olurdu acaba?
--spoiler--