atatürk'ün ilkeleri arasında hiyerarşi sorgulaması yapanların, din kökenli kavramlara farklı anlamlar yükleyip aklınca zedelemeye çalıştığı kavramdır.
"bir insanın ülkesi için ölebileceği bir duruma gelmeyi reddetmesi durumunda yasal (kanun) ya da manevi (toplum baskısı, dışlama, kılıfına uydurma, ayıplama, kınama) uygulanabilir mi" diye sormak gereksizdir çünkü hali hazırda uygulanmaktadır. bunun da laikliğin bizim istediğimiz yönde gelişmesi ile yakından uzaktan alakası yoktur. ha bunun uygulanması doğru mudur tartışılır, ben fikrim ise "hayır doğru değildir".
kendini pek akıllı zannederken karşısındaki faşizmden nefret eden insanı nihal atsız minörüne benzeten bir takım zekası malumlar içinse bu şekilde hakaret ederken "bana hakaretvari konuştu" diyerek kendini üste çıkarmaya çalışmak, en hafif ifedeyle kendi kendisini mal yerine koymaktır.
din kökenli bir kavram devletleştirilmemiştir, din kökenli bir kavram genel kullanıp usulüne uyularak "ülkesi için ölenlere" ithaf edilmiştir. şehadet kavramını hiç kimse "dinini savunmak için ölen ya da dinini yaymak için ölen" anlamında kullanmamaktadır, kelimelere bu kadar takılmak için ancak ilkokul 3. sınıftaki bir çocuk düzeyinde türkçe'ye sahip olmak gerekir, ki muhatabımızın aklı başında bir insan olduğunu ve sözlükte yazan çizen bir yazar olduğunu düşünürsek bu mümkün değildir, insanın aklına tek bir şey geliyor "kötü niyetli olmak". bir kavramı sağından solundan çekiştirerek en sonunda "ama bunun kelime anlamı budur" diyerek sıyrılmaya çalışmak komiktir, böyle yapmamak gerekir. halbuki neyin ne olduğu ortadadır, tekrar edelim:
"şehit olmak" kavramı ülkesi, vatanı uğruna ölenler için kullanılmaktadır. ne demek gerekir yani, "sizin oğlunuz sınırda öldü" demektense "vatanı uğruna şehit oldu" demek oradaki kutsal-vatani görevini yapan insana bir paye vermektir. yapılan yasal baskı da "askerliğin zorunlu bir vatani görev" olması nedeni iledir. yapılan manevi baskı "dinini savunmaya gitmedi yazıklar olsun" şeklinde mi yoksa "vatanını, sınırını, toprağını savunmaktan kaçtı yazıklar olsun" şeklinde midir, aklı olanın önce bir düşünmesi gerekir. şehit kelimesinin din kökenli olması hiç bir şeyi değiştirmez, daha uygun bir kelime varsa o kullanılır ama yoktur.
ha asıl tartışılması gereken bunun laikliğin kavramsal duruşuna halel getirip getirmeyeceğidir, zaten okuyan yeterince anlamış olmalıdır. laikliğe halel getiren, onun içini boşaltıp basite indirgeyerek, kamu kurumları ve yasalar yoluyla delmeye çalışan sığ zihniyetli iktidar yalakalarının düşünce ve eylem yapısıdır. zaten tepki gösterilen de budur... yoksa karşısındaki insana faşist damgası vurup yargıya varmak kolaydır ama devletin laik yapısını savunan insanlar faşist değildir, kafalara vura vura sokulması dileğiyle.