ana karnındaki çocuk doğumdan sonra yaşam olduğunu nasıl kavrayamazsa, aynı şekilde ölümden sonra hayatı da kavrayamaz, allah vaad etmiş, ve yapacak, o vaadınde sadıktır, orada üzülmezler ve herhangi bir şeyden sıkıntı çekmezler, ve aldıkları lezzet elemsiz olur, elemsiz lezzet nedir?
hani tatile gidersiniz 1 haftalığına diyelim, ama ilk gününde başlar burukluk, bilirsiniz ki o lezzetler bitecek, işte o elemli bir lezzettir, elemsiz olanını siz tahayyül edin, hem "vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi" değilmi ama?
ateistlerin islamı eleştiren, allaha ve diğer kutsal değerlere hakaret eden yazılarını artık yadırgamıyorum, anlıyorum ki, inanmadıkları halde bu kadar uğraşmaları inanmayışlarına kendilerini inandırmak için, inanmamalarına kanıt aramak, şeytandan ders alan nefslerini ikna ettikleri gibi kalplerini de ikna etmek içindir, ama onların inandıkları değerlere birşey diyecek olursanız sizi yobaz, öcü diye yaftalar, katlinize falan cevaz verirler ya, işte bu da onların yalancı demokratlığından, daha doğrusu kendine demokrat olmalarındandır sanırım, belki hastalıklı düşünceleri de diyebiliriz.