bir fen edebiyat fakültesinden mezunum ve formasyonum var yani bu sertifika bana öğretmenim diyebilme hakkı veriyor. ancak ben kendime öğretmen demiyorum. mesleğimi daha çok seviyorum çünkü, 4 sene okuduğum bir bölüm, o kadar emek verdim. öğretmen olmayı hiçbir zaman istemedim. formasyonu neden aldın derseniz de, o dönemde ortalaması tutan herkes alıyordu, bu ülkede para kazanmak için elinde olanak olması gerekiyor.
kendi bölümüm için konuşabilirim ancak. felsefe grubu öğretmenliği, yani psikoloji, mantık, felsefe, sosyoloji vs. gibi derslerin eğitim fakültesi çıkışı çok az. ve ben stajımı yaparken hocamız felsefe grubu öğretmenliği mezunuydu. dersi anlatırken yerimizde duramıyorduk çünkü basit lise kitabındaki giriş seviyesindeki bilgilerden bile haberdar değildi ve yanlış anlatıyordu. çocukları yanlış yönlendiriyordu. özellikle de felsefe derslerinde açıkçası batırıyordu. çünkü felsefe oldukça zor bir alan. sonra düşündüm dedim demek ki biz onlara göre daha derinlikli görmüşüz bunları. e olması gereken bu. fen edebiyatın işi bilim adamı, eğitim fakültesinin işi de öğretmen yetiştirmek formalitede. ancak bu kadar basit seviyede bilgilerle de öğretmen yetiştirmek ne kadar doğru bilemiyorum.
eğitimci olmanın eğitimi olur mu? evet olur tabi ki, ama formasyon bu açığı kapatmaz. biz formasyon alırken, eğitim fakültesi hocaları açık açık bizden nefret ettiklerini, bu nedenle ders anlatmadıklarını söylüyorlardı. bize ders anlatmadılar; ancak yüklü bir miktar paramızı aldılar. bu çarpık sistemin en suçsuz kurbanları olan bizleri ezerek bunu yaptılar. oysaki seslerini bize çıkartmayacaklardı, bunu reva gören, bu sistemi uygulamaya koyan bizler değildik. bizler sadece kendi işini yapmanın neredeyse imkansız olduğu bir ülkede kendimize fırsat yaratmaya çalışıyorduk. eğitimci olmanın eğitimi bu ülkede nasıl veriliyor peki, çok mu mükemmel? maalesef ki değil. ülkemde eğitimin hiçbir alanında mükemmellik yok. lisede sefilleri okumadığını övünerek söyleyen eğitim fakültesi mezunu bir edebiyatçımız vardı. önemli olan kişinin kendini yetiştirmesi. eğitim fakültesi okuyan herkes mükemmel eğitimci olmuyor.
son olarak da: arkadaşlar şimdi fen edebiyatlılar ne yapacaklar demiş. dershanelerde çalışan çoğu öğretmenin formasyonu yok. ne rehberlikçisi rehberlikçi ne edebiyatçısı eğitim fakültesi mezunu. iktidar dediğini yapıp dershaneleri kaldırmazsa eğer kimsenin korkacak bir şeyi olduğunu zannetmiyorum. zaten formasyon alıp atanmak oldukça zor malumunuz.
edit: bu arada bazı arkadaşlar yanlış anlamışlar onu da düzeltmek istiyorum. evet eğitim fakültesi hocaları bize ders anlatmadılar ancak kitaplarını aldırdılar. mecbur tuttular. fotokopisini yasakladılar vs. biz o derslerin kalın kitaplarını evde kendimiz çalıştık, okulda beraber çalıştık. sonra da sınavlara girdik. sınavlar bize zor geliyordu, bilmediğimiz için öyle olduğunu düşünüyorduk ki eğitim fakültesi öğrencileri soruları söyledikten sonra her seferinde "oha bu ne be" diyorlardı. yani ders çalışmadan, sınava girmeden, sadece para vererek almadık. üstelik hatrı sayılır da çile çektik.