gran torino

entry67 galeri
    38.
  1. dört sene sonra izlemeyi başardığım filmdir. vizyona girdiğinde sinemada neden izlemedim acaba diye sormama sebep olmuştur.

    --spoiler ile karışık yorum--

    gayet yüzeysel ve klişelerle dolu gibi görünse de aslında filmin eleştiriyle yaklaştığı çok nokta var. en başında oğullarıyla hiç anlaşamamış ve onları tanıyamamış olan bir baba var ortada. ve bu baba, bu durumdan oldukça rahatsız. içindeki iyi insanı, çocuklarından hep saklarken komşularından hiç sakınmamıştır. küçük de olsa onların tadilat tamirat işlerini yapmış olması ve inşaattaki adamla ve berberle olan muhabbeti bunun en büyük göstergesidir. savaşta yaşadıklarının ağırlığını artık kaldıramadığı gerçeğini ise rahiple yaptığı konuşmalardan anlıyoruz. büyük çocuğunun ve gelinini onu huzur evine gönderme çabaları ise yoğun eleştiriden nasibini alan bir diğer nokta. küçük çocuğunun bütün film boyunca sadece iki defa gözükmesi ise babasıyla ilişkisinin diğerine göre daha beter olduğunu göstermekle birlikte eleştiriden nasibini alan bir diğer unsur.

    gelelim ırkçılık meselesine: filmin başında hep önyargılı yaklaştığı komşularına filmin sonlarına doğru fazlasıyla ısınan walt'ın mesajı gayet net aslında. onlarla kurduğu dostluk ve nihayetinde yaptığı fedakarlık ise bu mesajın en büyük göstergesi olmuş durumda. evet adam yaşlı, kanser, gidici, bir ayağı çukurdayken diğer ayağı da çukura girdi girecek, geçmişinden kalan ağır bir yük var omuzlarında, çocuklarıyla bir türlü kuramadığı iletişim yüzünden bin pişman ve yaralı; yaptığı şeyi bunlara bağlamak da mümkün ama böyle olduğunda yaptığı şeye fedakarlık denmeyeceğini hepimiz biliyoruz. bu açıdan bakıldığında filmin ruhu yakalanabilir ancak.

    --spoieler ile karışık yorum--

    izleyin, izlettirin, annenizin babanızın ve komşunuzun değerini bilin, hacılar.
    4 ...