demokrasilerde, halkın iradesi genellikle sivil dikta kurulması yönünde oluşmaz. hiçbir halk bu kadar aptal olamaz, ama tarihte örnekleri görülmüştür. halk, bazı yönlerden memnun tutulursa ve hayali düşmanlar yaratılıp dikkatleri oraya çekilirse, sivil diktaya gidişi göremeyebilir. tabii, halk uyanana kadar atı alan üsküdara geçer.
demokrasiyi amaca ulaşılacak ve istendiğinde inilebilecek bir tramvay gibi gördüğünü ifade edip demokrasiyi içselleştiremediğini defalarca kanıtlayanlar başınızda ise ve sürekli milli iradeden ve her istediklerini yapabileceklerinden söz ediyorlarsa, konuşanları susturmaya çalışıyorlarsa, kuşkulanmak bile ahmaklıktır, çünkü herşey apaçık ortadadır.
halktan oy almak, halkın gerçek iradesini temsil etmek anlamına gelmeyebilir. halkın tek derdi geçimdir. halktan bu yönde alınan yönetme ve yasama yetkisi, sınırsız görülüp yönetenlerin kendi iradesine dönüşmüşse, orada hal ve gidiş kötüdür.
oysa ki, çağdaş parlamenter demokrasi, kurumlarıyla birlikte var olan bir kurumlar ve kurallar düzenidir. kurumların hepsini ele geçirerek bu düzeni bozmak için halk iradesinin argümanının arkasına saklanılarak demokrasi tepeleniyorsa, sivil darbe gerçekleşiyor demektir. ahmaklar ve yandaşlar tersini istedikleri kadar papağan gibi tekrarlayıp dursunlar, güneş balçıkla sıvanamıyor.