bir anket yapılsa kesinlikle ve kesinlikle ilk sırada ağlayan bebeğin olacağı sebeplerdir.
hemen arkasından desibeli kopasıca 13-17 yaş aralığındaki özgüvenli gruplar gelir.
(bkz: insanın kulağını siker bunlar)
ve son olarak yaş ilerledikçe yolcunun otobüse verdiği rahatsız edici koku da artar.şehirler arası otobüsteki kuru köfte kokusu misal.ama koku konusunda başımdan geçen en fena hikaye de şudur a dostlar:bursada yaşadığım semtten uü'ne normalde üç dört vesaitle giderken sabahları 7.30da tek vesait olduğunu öğrendiğimde çok sevinmiş idim.ancak fakülteyi hesaba katamamış idim.o yüce günün sabahı bin atlılar gibi şen hazırlanıp otobüse bindim ve otobüs doldukça gözyaşlarıma hakim olamadım.çünkü adeta bir avm servisine verilen tepkiyle "dosdoğru tıp fakültesine gidiyor,haydi ne duruyoruz o zaman?" diyerek olayı sevinçle karşılamış olan nüfusumuzun bütün yaşlıları bindi otobüse.hayır sözlük yer vermek değil derdim * ,"nasılsa hepimiz yaşlıyız,üstüne üstlük hastayız,göt kası dediğin nedir ki,yaşlandıkça gevşer"diyerek 45 dakikalık yol boyunca sırayla osurdular.bi daha binmedim.
zaten bu otobüs hariç bindiğim bütün otobüslerde bebek olur.gerçi benim gittiğim her yerde bebek olur.olmakla kalmaz,mutlaka ağlar.geçen gün veteriner fakültesine gittim.tarihlerinde ilk defa bebek geldi okula.arkama oturdu.oturmakla kalmadı,ben gidene kadar ağladı.