7 yaşından beri desteklediğim takımım. o zamanlar fifa oynuyoruz tabi, futbolu sevsem de çok şey bilmiyorum takımlarla ilgili ama arması mıydıki sanmam çünkü çocukken en sevdiğim arma ipswich town'unkiydi renkleri miydi, oyuncuları mıydı...halen bilemem. çocukluk yıllarımda idolüm (bkz: michael owen)'dı. vatikan'a gidip owen forması alacak kadar çok seviyordum kendisini, sevilmeyecek gibi de değildi zaten, ta ki real madrid için liverpool'u bırakana kadar. torres falan hikaye, ben ihanetin ne olduğunu onun sayesinde anladım, yıllar geçtikçe liverpool ile ilgili bildiklerim artıyordu ve bu da beni kırmızılara daha da bağlıyordu. çocukken neden liverpool'u sevdiğimi bilmiyordum ya, ergenlik dönemine çeyrek kala emindim artık. bu arada liverpool hiçbir zaman şampiyon olamıyordu ama 2005 yılının mayıs ayında gelmiş geçmiş en güzel futbol masalını hem de istanbul'da yazdıklarında sevinçten gözyaşları döktürüyorlardı bana. devre arasında skor 3-0 iken ve ben sınıftaki herkese karşı 'liverpool alacak!' demişken..sonrasını hepiniz biliyorsunuz.
sonraki yıllarda akl-ı selimleştikçe daha çok bağlandım liverpool'a, her fırsatta forma alan birisi oldum, tarihiyle ilgili her şeyi okuyordum, yıllardır gelmeyen şampiyonluğa inat gururla başı dik yürümenin sırrını keşfetmiştim. her şey normal seyrinde gelişiyordu ta ki 2008 yılının o uğursuz kasım akşamına kadar. evet ben 3 yaşından beri beşiktaş taraftarıydım ,beşiktaş'la liverpool aynı gruba düşünce babam bile 'hangisini tutacaksın?' diye sormuştu. o kadar da değildi artık, tabi ki beşiktaş varken gözümüz başkasını görmezdi. inönü'deki maç hayatımın en güzel günlerinden biriydi. anfield'daki o kara gece ise kabusun ilk perdesi...
o güne kadar ülkedeki liverpool sempatizanlarının beşiktaşlı olduğundan eminim. zira bu iki takım birbiriyle birçok anlamda benzeşir, 8-0'dan sonra ise birçok beşiktaşlının liverpool'u defterden sildiği hepimizin malumu. işte ben o silemeyenlerdendim, (bkz: ali ece) gibi. ya da adanademirspor taraftarı bir beşiktaş sempatizanı gibi...
liverpool halen şampiyon olamadı. kulüp tarihinin yaşayan en büyük efsanesi kenny dalglish zor günler geçiriyor takımın başında, bunun da en büyük nedeni çok para harcayıp andy carroll, henderson, charlie adam, stewart downing gibi oyuncuların alınması ve meireles-aquilani gibi iki önemli oyuncunun gitmesi. oynadığı dönemde ligin en iyi ön liberosu olan lucas'ın uzun süreli, büyük kaptan steven gerrard'ınsa ara ara yaşadığı sakatlıklar sonucu koskoca liverpool birçok maça downing-spearing-adam-henderson dörtlüsüyle çıktı. ondan sonra vay efendim bilmem ne..
yine de carling cup şampiyonluğu, fa cup'ta gelinen yarı final bu berbat sezonun artıları. seneye başarı hedefleniyorsa transferlerde sahada hafif pahada ağır britanya orijinli oyuncular yerine hazard, cavani, lavezzi, götze, marko marin profilinde oyunculara yönelmek şart. şampiyonluk isterse 20 yıl daha geciksin, dişimizi sıkar bekleriz hiç sorun değil.
bilgi notu: şuan bir dolu liverpool ürünü sahibiyim. sırf bu sezon aldığım ürünler; siyah dış saha forması, çanta, bileklik, bere, şapka, atkı kısacası adidas'ta bulunabilecek her liverpool ürünü. ayrıca her önemli liverpool maçını pubda formamla izlerim, liverpool tarihinin en önemli yerlerinden biri olan şehirde yaşamaktan da gurur duyarım.
oh istanbul
oh istanbul
is wonderful
is wonderful
oh istanbul is wonderful
it's full of mosques, kebabs and scousers
oh istanbul is wonderful