söykü dergisi sayı 5 oda

entry60 galeri video1
    39.
  1. -yalanlardan doğan güzel gerçekler;

    bir kadının, türlü aldatılmışlıkları, uzun soluklu psikolojik tedavi süreçleri, yaşamıyla ilgili önemli gerçekleri; yıllar sonra kötü bir tesadüf eseri öğrenebilmiş olmanın birikimlerini, yaşamına son vererek boşalttığı dramatik bir öykü.

    insan beyni, her hangi bir metin okuması gerçekleştirilirken; okuyan kişiden bağımsız olarak yani, istem dışı bazı kodlamalar gerçekleştiriyor ve bunlar sayesinde de okuyucu, masadaki çaya ya da kahveye uzanmak, akan burnunu silmek için kağıt mendil almak gibi bir nedenle metinden uzaklaşırsa, döndüğü vakit kaldığı yere hemen ulaşması mümkün oluyor. bir nevi koordinatları tespit yeteneği diyelim.

    tam da bu noktada, o kendimize malettiğimiz sayısız yeteneklerimizin gerçek mimarı, af buyrun! kıçımızda pireler uçuşur da horul-horul uyurken dahi back-up faaliyetleri ile meşgul olan, ağır işçi statüsündeki beynimize, karınca-kararınca bir yardımda bulunmak ve her biri neredeyse bir dosya sayfası büyüklüğündeki paragraflar yerine, satır araları açılmış, iki-üç cümleden oluşan paragraflar kullanmayı denesek, daha iyi olmaz mı?

    üstelik bu sayede, okuyucunun önünde de sözcüklerden bir berlin duvarı örmemiş, ilk bakışta psikolojisini bozmamış, gözünü korkutmamış oluruz.

    tema güzel, dil desen hem yalın ve hem de etkileyici biçimde akıcı, yapısal kurgu, olması gerektiği gibi. genel durumu özetleyen, tüm taşları yerli-yerine oturtan kısa bir başlangıç bölümünden sonra, ard-arda iki mektupla oluşturulmuş iki gelişme ve iki sonuç bölümüne sahip değişik formatlı bir hikaye.

    bu hikayede aklımda yer edenler:

    - hikaye özetinin giriş bölümünde olması;

    "...ardında bıraktığı iki mektup, ona yazılan bir not, iki ölüm sonunda yeniden doğan iki hayat, bu kadının tek tesellisi ve büyük mirası..."

    - içinden bir roman çıkarılabilecek cümle;

    "...sana kızım demek ne kadar güzel..."
    0 ...