kalaslık konusunda rakip tanımayan bünyelerin laf yetiştirdiği olgudur. hayır dangalak olsa bile bazı insanlara bir şeyler öğretmek gerekir ki, zeka seviyesindeki zaaflardan dolayı öğretmek de epey zordur. bu gibi birçok insana sözlük semalarında cevap verilmişti zaten, ancak soldan sağa okumayı yeni söken arkadaşlar için tekrar etmek gerekebiliyor ne yazık ki.
1-2) hala bu ülkede şehadet kavramından bahsediliyor. ama bu ülkede nasıl oluyorsa her insan evladı şehit olması için çatışmaya gönderiliyormuş. yoksa milli savunma bakanlığı'nın türk silahlı kuvvetlerinin işi ne? zaten şehitlik gibi bir resmi makam var ülkemizde, her çatışmada ölen türk evladı otomatikman erişir bu seviyeye. "ateşe atla" ile "şehit ol" arasındaki fark kafası az çok çalışan insanların farkedebileceği bir farktır. silahlı kuvvetler hiç kimseye "şehit ol" baskısı yapmaz, amaç "milli savunmadır" bu kadar. şehit olmak senin inancına bağlıdır, inanırsın şehit olmak için gidersin, inanırsın öc almaya gidersin, inanırsın vatan savunmaya gidersin. ama anlatmak zor iradesizlere...
3) evet benzemezler, hele ki "atatürk, laiklik kem küm" eden insanlar hiç değildir şu çılgın laikler. ancak o teşkilat evlerinde sabaha karşı ıslak rüyalar gören abilerinizin fantezileridir bu şekilde cevaplar vermek, gerçekle yüz yüze gelmek acıdır. herkes ister şöyle bir laikliğe verip veriştireyim, laf sokup kaçayım ama paçasından yakalanınca deliye döner. "islam, fazilet, milliyet, ahlak..." diye ağlar durur. üniversite içinde akademik haklarını savunmaktan aciz, her hangi bir protestoya katılmamak için köşe bucak kaçan bacıları da konu türban olunca akıverir sokaklara. tabi destek var, örgüt evlerinde her hafta sohbetlerde her şey planlanmış, belediye başkanı bizden, emniyet bizden, içişleri bakanı, başbakan hepsi bizden...vurun laik düzene üniversite önlerinde kim karışır. üniversite harçlarını protesto eden gariban gençler coplanırken, eğitim sistemini eleştiren gençler göz altına alınırken "türban" savuucuları sokaklarda. pis bıyıklı abileri cuma çıkışında, bacıları üniversite kapısında. karışan yok! dur diyen yok!
4) muhatabın zeka seviyesini aşan tanımlamalarda bulunmuştum ama tekrar etmek zaruri görünüyor. şehadet dediğin şey insanın inancıyla ilgilidir. türkiye cumhuriyeti tarihi ile beslendiği de yoktur. ölen insanlar vatanını savunmak için, milletini savunmak için, ardında bırakıp geldiği anasının, babasının, eşinin, çoluk çocuğunun hayatını güvence altına almak için ölmektedir. istenen budur, "öleceksin" dendiğinde verilen emir budur, kutlu vatanı savunmaktır amaç, cennette hurilere koca olmak değil. vatan sevgisi iki yüzlü değildir, karşılıksızdır. diğer tarafı garantiye almaya benzemez. ha insan inançlıdır (dini açıdan) vatanını savunurken şehadet ona güç verir, kuvvet verir, şehitlik mertebesini bildiği ve buna inandığı için o güçle gider cepheye bu onu ilgilendirir. ne devletin ne milletin bununla ilgili yoktur sütoğlan.
laiklik nedir, bilmezsin anlatmak da zordur geri bünyelere. kafası geri adamın hafızası da geri olur, iftiradan da korkmaz hakaretten de. karşısındaki insana "herifin fetişine bak" diyecek kadar zekası geridir, orada "pis bıyıklı" yazıldığını görmez "badem bıyıklı" okur. her halde kendi ıslak fantezilerini süslüyor bademi bıyığı yeni terlemiş delikanlılar. tarihini de bilmez, hem de en yakın tarihini. dönüp dolaşıp küfür ettiği, ağzına geleni söylediği "28 şubat" sürecini de "27 şubat" yazar, sonra ya çaktırmadan düzeltir ya da "28 şubat öncesini açıklayan dönemdir 27 şubat ehem..." gibisinden bir açıklama yapmaya kalkar ki mal olduğu anlaşılmasın. sizin gibilerin inanç özgürlüğünü yalandan savunmasına ihtiyacı yok bu milletin. pis din sömürünüzü de alın düşün artık insanların yakasından. biz burada laikliği savunuruz her zaman, siz ergenlik sivilcelerinizi patlatıp büyümeyi bekleyin biraz.