vahdettin hain değildi, ingilizlere karşı direndi, atatürk'ü el altından destekledi, diyenlerin ve hatta "kurtuluş savaşını vahdettin başlattı" diyecek kadar ileri giden barzoların şapkasını önüne alıp düşünmesi gereken padişah beyanatı. çünkü, bu satırlar vahdettin'in ne ülke selametini, ne türklerin rahatını, özgürlüğünü değil; bilakis tahtını, saltanatını, şatafatlı saray yaşantısını düşündüğünü buz gibi ortaya koymaktadır.
Vahdettin, 23 Mart 1921'de sırasıyla ingiliz, Fransız ve italyan temsilcilerle bir görüşme yapmıştı.
bu görüşmenin ardından, ingiliz temsilcisi Rumbold, Lord Curzon'a gönderdiği yazıda vahdettin ile görüşmesinin detayları arasında dikkati şayan bir ifade var;
ayrıca milli mücadele aleyhinde şunları söylemiş hazret;
"Bir avuç haydut orada erki ele geçirmiştir. Sayıları azdır, ama tam olarak halkın boğazına ilmiği geçirmişlerdir. Halkın iteatkar, korkak ve yoksul olmasından yararlanmaktadırlar. Onların gücü, tek kaygıları kendi çıkarları olan 16.000 subayın desteğine dayanır... Ankara önderleri, bu ülkede gerçek çıkarları olmayan, ülkeyle kan veya başka ilişkileri bulunmayan kişilerdir. Mustafa Kemal, kökeni bilinmeyen Makedonyalı bir asidir. Onun kanı Bulgar, Yunan ve Sırp kanı olabilir. Türk olmayan, Arnavut, Çerkez olan hepsi de birbirlerine benzemektedir. Onlar arasında tek bir gerçek Türk yoktur. Buna rağmen ben ve hükümetim onların önünde güçsüzüz. Onların kıskacı o kadar etkindir ki, propaganda vasıtasıyla bile Türklere ulaşmak olanaksızdır. Gerçek Türkler merkeze sadıktır, ama tehdit ediliyor ve aldatılıyorlar. Bu adamlar bana boyun eğdirmeye çalışıyorlar ve dıştan Bolşeviklerden yardım sağlamaya uğraşıyorlar. Bolşevikler şimdi Türk hududuna yaklaşmıştır. Ankara önderleri onlarla entrika çeviriyor".*
bir yıl sonra, izmir'e giren süvari kolordusu'nın istanbul'a girmek üzere çanakkale'ye yöneldiği haberini duyunca şu mektubu yazmıştır kahraman;
çok geçmemiş, kaçtığı yerden fitne fesada devam etmiş, tahtını, tacını ne kadar çok sevdiğini amerikan başkanı'na, ingiliz kralı'na ve fransız cumhurbaşkanı'na gönderdiği şu mektuplar ile özetlemiş;