edip cansever dökümcü niko ve arkadaşları

entry6 galeri
    2.
  1. 2-

    sordular. sorular benim insanlarımdır. siz bana dökümcü niko, diyorsunuz
    kendimi açıklıyorum, ölçümse kendimin derinliklerinden
    sanırım bir pazar sabahıydı, iki kız çocuğu son baharı tartaklıyordu
    kepenkleri indirilmiş bir dükkanın önünde
    ve yollardan yaban hurmalarının sarktığı
    -sonbahar, belki de bir hüznün özgül ağırlığı
    yapılmamış lautrec resimleri ve
    bir mektuptu belki de
    birinin bilmeden ona bir şeyler sardığı
    sonbahar-
    ansızın k. kilisesinin papazı tertemiz giysileriyle
    yanındaki iki kişiden sıyrılarak
    geldi ve durdu - bunu bir iki kez söylemek gerek-
    ben onu her türlü kuşkularından tanıyordum. dedim ki
    günaydın. sanırım iyi bir gün olacak. pazar mı
    ve dedim, evinizden yeni çıkmışa benziyorsunuz
    sustu, beni pek yanıtlamadı
    ve yüzündeki bir kayanın sımsıcak kırmızısını
    daha bir çoğaltarak
    ilk yarısını anlatmadığı bir olayın
    gerisini anlatmaya başladı ara vermeden
    peki, dedim, o olay sadece sizin olacak
    aziz yohanna var ya, tanırsınız elbette bu azizi
    tuhaftır, ben de yarıdan sonrasını biliyorum bu hikayenin
    demek oluyor ki ne siz beni tanımış oluyorsunuz
    ne de ben sizi
    o benden daha önce davrandı, gidip bir evin duvarındaki çeşmeden su içti
    döndüğünde çok uzaklardan üstümüze doğru
    bir ayçiçeği anlaşılmaz bir şekilde çözülüyordu
    -ben sarışın mı dedim, evet mi dedim-
    ve k. kilisesinin papazı dedi
    yürümem gerekecek, dün gece eve hiç uğramadım
    bazı taşlarla uğraştım, bir ara bir kuş ölüsü buldum
    gecenin biraz eski renginde
    -bir giriş noktası mı dediniz, evet mi dediniz-
    doğrusunu isterseniz görebildiğim her şey
    bir yuvarlağın tersyüz edilmiş şekli gibi
    hiçbir şey anlatmıyordu. siz iyi söylediniz
    o olay sadece benim olacak.
    4 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük