bu hikayede, tarifi güç bir yalnızlık anlatılmaya, kahramanın; ucu-bucağı bilinmeyen evrendeki yalnızlığı, derin anlamlar taşıyan, hatta, bir nebze tasavvuf kokan cümlelerle dile getirilmeye çalışılmış.
bir evren oda ve o odanın içerisindeki insan. öyle ki diğer insanlarla birlikteliği, yalnızlığını gidermeye yetmeyen. kendisini, enel hakk demeye yakın hisseden bir nevi ruhi arınmışlık halinde, kalbine kutsi bir sevgiyi layık gören insan.
bu durumunu, şu sözleriyle de teyid ediyor zaten;
"...seni bekleyerek geçirdim ömrümü lakin yinede vakitsiz geldin azrail, biraz daha süre versen bana, yalnızlıkla son bir hesabım kaldı..."
bu denli derin anlamlar taşıyan cümlelerin kullanıldığı hikayelerde, hatalı kullanılmış sözcükler fazlasıyla sırıtırlar malesef. örneğin, hiç bir okuyucu, azrail'in 'koridor' sözcüğünü yanlış telafuz etmesini beklemez;
"...ben her yolun bittiği yer, her odanın çıktığı 'kolidor' ölümün elçisiyim..."
ya da artist sözcüğünün;
"... ve üzülür insanlar lakin artislerin yaşıtlarından farkı yoktur..."
bununla birlikte,
devrik cümleler, hikayenin diline sanatsal bir anlatım katmakla birlikte, gereken noktalama işaretlerinin kullanılmaması sonucu, hem anlaşılması zor bir hale gelirler ve hem de istenmeyen anlam kaymalarına neden olabilirler. kısacası, tehlikelidirler.
işte! sizlere basit yazım hatalarıyla kirlenmiş gerçekçi tespitler;
" ...çünkü yalnızlık en çok bir ara kendini unutturduğu insanların içini yakar, ne kadar seversen sevgilin(i)* gidince o kadar ağlarsın, ne kadar çok kas yaparsan sporu bırakınca o kadar sarkar vücudun(.)* hayatın kuralı(dır)* bu(dur)* etrafında(-)*ki insanlar ne kadar çoksa bedelini de yalnızlıkla o kadar ödersin ve zor gelir insana borç, en zorudur zenginlikten sonra sırtına kalan borç..."
oysa, bizlere yadsınamaz gerçekleri ne de güzel anlatmaya çalışmışlar. bakınız! aynı metni bir de şu şekilde okumayı deneyin;
" ...çünkü yalnızlık en çok, bir ara kendini unutturduğu insanların içini yakar. ne kadar seversen, sevgilin gidince o kadar ağlarsın. ne kadar çok kas yaparsan, sporu bırakınca o kadar sarkar vücudun. hayatın kuralıdır bu; etrafındaki insanlar ne kadar çoksa, bedelini de yalnızlıkla o kadar ödersin ve zor gelir insana borç, en zorudur; zenginlikten sonra sırtına kalan borç..."
okuyucu, beğendiği ve etkisi altında kaldığı bir hikayede karşısına çıkan basit hatalara tahammül edemez. aslına bakarsanız, bu tip hataları düzeltmek redaktörlerin işidir ve eserler, basıma girmeden önce onların sıkı incelemelerinden geçer. sözlükte böyle bir uygulamanın olmaması; yazarların, eksiklerini kendilerinin gidermesini sağlayacağından daha da doğru ve anlamlı bence.
detaylardan genele gelerek yapılacak bir değerlendirmede; çok değişik ve hoş bir hikaye nitelemesi yapılabilir kalbimin odalarında yalnızlıkla tango yapmak hikayesi için. üstelik, bildiğim kadarı ile bu, yazarın yayınlanmış ilk hikayesi. kendine has etkileyici bir düşünce sistematiğine sahip, kurgulama yeteneği ise oldukça güçlü bir yazar. böyle bir hikaye ortaya çıkarabilmek için sahip olduğu donanım ise kendisini hemen belli ediyor.
okunmasına doyum olmayacak hikayeler ortaya çıkarabilmesi için fazla bir eksiğinin olduğunu düşünmüyorum doğrusu. yazarken biraz dikkat, yazdıktan hemen sonra ya da yayınlamadan hemen önce yapılacak titiz bir inceleme, yeterli olacak bence.