Kendi kendine bir şarkı tutturuverir insan bazen. Öylesine.. Sesi güzel olduğu için değil sırf kendine acı çektirmeyi sevdiği için akar gözyaşları. Bu kadar kısa zamanda neler olmuştur da canının böylesine acıyacağı içli şarkılara teslim etmiştir kendini? Hangi arada büyüyüp şen şakrak çocuk şarkılarından vazgeçmiş, ne vakit udun nağmelerine eşlik etmeye başlamıştır gönlü? Bir zaman sonra soru sormayı da bırakır insan. Yorulur. Öylesine akar gözyaşları, öylesine inanır, öylesine alışır. Hiç bilmediği bir şeyi özler, olmayan randevularda hiç kimseyle buluşur, her seferinde vazgeçip eli ceplerinde döner kendine. Kendini kimseyle bölüşmemiştir bencil. Korkar, mevsimlerin geçip gitmesine seyirci kalır, tek başına kırmızı sonbahar yaprakları biriktirip, papatyalardan taçlar yapar.. sahi ona ağaçtan erik toplayan bir sevdiceği hiç olmamıştır.