uludağ sözlük fakyü dergisi sayı bir sütyen

entry41 galeri
    19.
  1. selam.

    ben, rengini belli etmeyen cesarettin.

    yine bir nisan akşamıydı, sigara dumanının rüzgarsızlık sebebiyle yılışıklığı bir hayli üzerindeydi. hani sonbahar gibi değildi, bir anda çekip gitmezdi boşluğa... hani bir kadının çekip gidişi gibi...

    hani beyhude bir gemi kalkan limanların sarhoşluğunda,
    meçhule gidenleri bekleyerek ömür tüketmiş bir kadın misali bir akşamdı.

    işte böyle bir günde cebimde kuruş yoktu allah sizi inandırsın. acaba kısa yoldan nasıl voleyi vurabilirim diye düşünürken aklıma tokmakçılık gelmişti. ekmek istemez su istemezdi, ne kadar zahmetli ya da masraflı olabilirdi ki, en fazla bal ve muz kombinasyonunu çoğaltıp benim mrc'mi yani minik renksiz cesarettini her daim hazır tutmam gerekti.
    onu bir komando gibi hazırlayıp kondisyonunu yüksek tutmam gerekliydi sadece... ve bu da benim için hiç zor değildi.

    o kadar parasızdım ki 216 beygirlik arabama binip gece vakti aşermiş karısına şubat ayında karpuz arayan abazan kocalar gibi sağa sola bakınarak yol almaya başladım. amacım belliydi, yakışıklılığımı kullanıp önüme çıkan ilk zengin hatunu sikecektim. parasızlık iflahımı sikmişti, ben yaşlı kokananın birini sikmişim çok muydu? değildi elbet. sanıyorum nişantaşına geldim, bir kafeteryanın köşesinde bekleyen yaşlı buruşuk, suratı eşşeğin amına dönmüş bir kadın vardı. yanaştım;

    -merhaba ben cesarettin.
    +merhaba (merhabasında bile ihtiras vardı belli ki harman kalmıştı, amı sulandığı kesindi.)
    -birşeyler içmeye ne dersiniz, yalnız olduğunuzu hissediyorum, çünkü bende yalnızım.
    +olabilir, memnun olurum.

    nasıl memnun olmazdı ki kendine bir tokmakçı bulmuştu, eğer ki bu delikanlıyı kafaya alırsa artık yarrak kıtlığından kurtulacaktı. arabama bindi ve yol almaya başladık, bir mekanda oturup sohbet ettik, o gördüğü ülkeleri tanıdığı insanları anlatırken bende bu çirkin kadın üzerinde kafamdaki fantazileri kuruyordum, erekte olmamak için zorluyordum kendimi... çünkü kot pantolon dar olunca çok rahatsız ediyordu beni. ardından sadede geldik, evine davet etti beni, tabi bende kabul ettim.

    bu geldiğimiz yer ev değil adeta saraydı, götüm düşmüştü evi görünce, ev değildi burası... tarifsiz birşeydi...

    sonra klişeler... kadın içki getirir ve sana koltukta yanaşmaya çalışır öyle değil mi? değil işte amk. içeri girdikten sonra yumruğumun iki katı büyüklüğündeki vajinasını avuçladım, ilk baştan onun transeksüel olduğunu düşündüm, çünkü daha öncede birlikteliklerim olmuştu, bu amcık olamazdı, olsa olsa kamyoncu yarrağı olabilirdi. yani öyle düşünmüştüm ama gerçekten elimi attğım şey bir amdı.

    kadın deliler gibi öpüyordu beni, parasızlıktan diş macunu alamadığım için günlerdir fırçalanmamış sarı bir tabaka tutmuş dişlerime dil atıyordu, dilimi koparırcasına içeri çekiyordu... onunla sevişirken ve zevk alırken bir yandan da ondan nefret ediyordum;

    --spoiler--
    eksik ihsanlı ahlaksız kadın... hayatını şehvetlerine göre biçimlendiren , özgür olduğunu sanan ama kendine tutsak kart orospu! insan olamazsın sen...
    --spoiler--

    diye aklımdan geçirirken onun zevkten dört köşe olmuş haline acıyarak bakıyordum. yaşlılığın verdiği ağırlıkla yer çekimine karşı koyamayan memelerini yalamak için sütyenine elimi attım önce... elit kadındı, kopçalı sütyen kullanmıyordu, vücuda atlet gibi giyilenlerden vardı üzerinde, belli ki geçen gittiği italya seyahatinde almıştı. yerinden kalkıp çıkarmasını istemedim, gözleri zevkten kaymış bu kadının bu aciz ve sefil halini görünce kendi ezikliğimi, parasızlığımı, garibanlığımı bir nebze olsun unutuyordum. onun o haliyle kendimi güçlü hissediyordum, cebimdeki bıçakla yırttım sütyenini, sonra taytını... sonra külodunu...

    artık iyice esirdi ellerimde... o buruşmuş vücudunda gezdirdim dilimi, çocuklar gibi ağlıyordu kollarımda, zevkten çılgına dönmüştü, tek başına yaşadığı koca villayı çığlıkları inletiyordu. inlettiriyordum, hakkını veriyordum bu işin, işimi düzgün yapmanın haklı gururu ve bir eliti yatağımda kendime köpek etmenin verdiği hazzı iliklerime kadar yaşıyordum. bu yorgan kadar geniş ve buruşuk ama bir o kadar da sıcak kadının bacakları arasında gidip geliyordum.

    hani terk edip giden bir kadın vardı ya... hani adını anmamak ona olan aşkımın tek şartı saydığım kadın... hani ışığımı çalan kadın... ondan intikam alırmışçasına gidip geldim bu yaşlı ve aciz zevk düşkünü ahlaksız kadına... sanki gırtlaklıyormuşçasına o aşık olduğum kadını... dokunuşlarım geziyordu bu ihtiyar kadının boynunda... ve dudaklarım ve öpücüklerim... nefesimin sıcaklığını dilimle tenine temas ettirdiğim buruşmuş göğüsleri... hepsi hayrandı bana biliyordum...

    kalp hastası olduğunu söylemişti sohbet sırasında, bu adrenaline dayanamayıp ölebilirdi... ama bu zerre sikimde değildi. ben işimi yapıyordum, ben emekçiydim o da işverendi...

    edit: devamı gelecek.

    .
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük