--spoiler--
olaylar, vasat bir polisiye dizisinin herhangi bir bölümünden alınmış gibi dursa da, olayların geçtiği atmosferin okuyucunun gözünde kolayca canlanabilmesi yönünden güzel bir öykü olmuş. nedendir bilmiyorum, hayrettin'e karşı bir sempati oluştu içimde.
samimi ve gerçekçi bir hava yakalayacağım diye argo abartılmış. pek çok yazar bu hataya düşer; argonun nerede, ne miktarda kullanılacağı çok önemlidir. azı okuyucuyu sıkar, çoğu da boğar.
hayrettin'le ahmet arasındaki anlaşmazlığın neden kaynaklandığını hayal etmeye çalışmaksa oldukça zevkliydi. fazıl bir şeyleri biraz da ahmet için yaptı galiba.
bir de en son fazıl'ın "kimse bana memur çocuğu diyemez." sözü garibime gitti. sanki "orospu çocuğu" demişler de ona alınıyor, babasının mesleğinden utanması anlamsızdı.
yalın anlatımıyla akıcı bir öykü olmuş kısacası. yazarının ellerine sağlık diyor, bir dahaki sayılarda da öykülerini görmekten zevk alacağımızı bildiriyoruz...
--spoiler--