16 Aralık 1989' da istanbul'da 4 hastane gezerek en sonunda fatihte özel bir hastanede ailemin 2. çocuğu gözlerimi açtım, ebem zenci bir erkekmiş dolayısı ile bana her ebeni diyene bu gerçeği hatırlatıyorum, ailede kuzenlerle birlikte 7 erkeğin sonunda benim doğmamdan herkes mutlu gibi görünüyor bayram ilan etmişler. nasıl bir aileyiz anlayabilmiş değilim.
babam o sırada sarıkamış'ta asker daha hastahane odasında isim kavgaları başladı bile. görmemişin kızı olmuş olayını yaşıyorduk sanki. babanem çığlıklarla zıplıyordu benim istediğim isimlerden biri olacak diye rezil oldum nasıl bir ailesiniz yürüyün eve gidiyoruz.
canım dedem nasılda seversin beni hiç kucağından bırakma emi bunlar sürekli bişiler tıkıyo ağzıma ıykkk sebze püresi mi olurmuş 90 ların başında nerden bulyonuz bu gavur icatlarını. 6 aylıkken dişlerim çıkmaya başlıyor sanırım ilk dede dedim saçlarımda çıkmaya başladı sanırım kıvırcığım. 1. doğum günümü kutluyoruz babamda gelmiş artık hiç kucağından düşürmüyor ama herkes yürütme çabasında ben oturduğum yerde sürtüne sürtüne ulaşımımı sağlıyorum zaten ne gerek var yürümeye 18 aylık oldum beni bi falcı hatuna götürüyorlar 40 basması falan diyormuş sonra mezarlığa falan götürülmem söz konusu olmuş off artık yürüyorm hiç kimseye ihtiyacım yok annem kapıda halıları yıkıyor yoktu eskiden halı yıkamacılar filan neyse sokakları keşfedeyim dyie çıktım öyle gidiyorum okullu kızlar görüyorum oyy bebeğe bak ne kadar tatlı diyolar utanıp kaçıyorum ara sokaklara sanırım ilk kez kayboldum. bi teyze buldu beni yere düşünce ıslanıp kirlenen elbiselerimi değiştirdi kucağına aldı başladık kapının önünde oturmaya hiç sesim çıkmıyomuşda. annem ve babam heryeri arıyolar tüm komşular beni aramaya başlıyor akşam oluyor ve babamın teyzesi o kapının önünde 'bu çocuk bizim sende ne işi var diyor' ve alıyor getiriyor beni yeniden bir bayram daha. neyse ömrümün geri kalanı da pek farklı değil tam buldum dedikleri anda hep kaybediyorlar beni artık çocuk olmasam bile.