BDP'li Altan Tan bunların kontrolsüz kullanımı ile ilgili olarak meclise soru önergesi vermiş.
idris Naim Şahin de bu soru önergesine ilginç sayılabilecek bir yanıt vermiş.
içişleri bakanımıza göre göz yaşartıcı gazların özel ders alan personelce talimatlara uygun olarak kullanıldığı ifade edildi.
Türkiye'nin 1997'de taraf olduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde "Göz Yaşartıcı gaz mühimmatının insan sağlığı üzerinde kalıcı bir etki bırakmama şartı arandığını" belirtmiş iç işleri bakanımız.
insan sağlığı üzerinde zararlı bir etkisi olmadığı söylenen gazlar ve eğitimli personel ise bugüne kadar 7 kişinin doğrudan ya da dolaylı ölümüne neden oldu.
- 1 Mayıs 2007'de 75 yaşındaki ibrahim Sevindik biber gazından havasız kalarak öldü.
- 4 Nisan 2009'da Ömerli'de yürüyüşe katılan Mustafa Dağ, gaz bombasının kafasına isabet etmesiyle yaşamını yitirdi.
- 9 Ekim 2009'da Cizre'de polisin attığı gaz bombasının kafasına gelmesi sonucu 18 aylık Mehmet Uytun yaşamını yitirdi.
- 27 Nisan 2011'de Bismil'de gaz bombalarından etkilenen 60 yaşındaki Kazım Şeker kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
- Mayıs 2011 yılında Artvin Hopa'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ı protesto eden gruba polisin attığı gaz bombalarından etkilenen 54 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
- 12 Haziran 2011'de Şırnak'ta polisin attığı gaz bombalarından etkilenen Hatice idin yaşamını yitirdi.
- 21 Mart 2012'de Nevruz gösterileri sırasında kafasına gaz bombası isabet eden hacı zengin hayatını kaybetti.
Yaklaşık 5 yılda 7 ölüm, bu gazların ne sanıldığı kadar zararsız ne de kullanılan personelin iyi eğitimli olmadığını gösteriyor. Aslında gazın durumu belli. Uygun kullanıldığında ben de çok fazla zarar bırakacağını sanmıyorum. Ama güvenlik kuvvetleri üzerine gelen kalabalığa karşı psikolojik olarak bir süre sonra hınç duymaya başlıyorlar. Atılan taşlar ya da diğer yabancı maddeler sinirlerini geriyor. TV'lerden bile görüyoruz. O bomba atan silahı havan gibi kullanop yukarı dikiyorlar. Sonuçta atılan bira kutusu büyüklüğünde bir şey. Yere düştüğü yerde birisinin olması halinde ağır hasar göreceğini anlamak için eğitim almaya da gerek yok. Personel kısacası...Tahammül sınırları çok geniş, çok sabırlı insanlar arasından seçilmeli. Yazık olmuş 18 aylık çocuğa. Üstelik bazen güvenlik kuvvetlerinin kaba kuvveti abartması için bu denli tahrik edilmesine de gerek kalmıyor. Eğitimin ücretsiz olması için gösteri yapan ya da slogan atanlara bile öylesine abartılı bir şekilde kullanıyorlar ki bu gazı kendi içlerinden arkadaşlarının bile hastaneye kaldırıldığı oluyor.