öyle zordur ki..
hasret kalırsın onun tek bir bakışına, gülüşüne...
Bazen onun yanında olmasını öyle çok istersin ki... elini eline koysun sımsıkı tutsun seni sarsın... öyle masumca istersin ki...
yan yanayken geçirdiğiniz zaman dilimleri aslında öyle özeldir ki bunu uzağa gittiğinde anlarsın...
onunla geçtiğin her yoldan bir daha geçerken içinden '' burada sarılmıştık'' '' burada gözlerime bakıp en içimdesin, en derinimsin ve o derinlikteki en büyük ışığımsın..'' demişti dersin...
bazen yakınındakiler senin artık bir şizofren olduğunu zanneder. (bkz: şizofren)
ama aslında onsuzluktan onun hayaliyle konuşup dertleştiğini, onun elini tuttuğunu, onun kokusunu içine çekip her şeye karşı kendini güçlü hissettiğini bilmezler...
bazen tartışırsınız uzaktaki sevdiceğinle ağlarsın, sızlanırsın... ama yakınındakiler onu yine anlamazlar... '' uzakta kızım o ne bu sızlanma artık önüne bak bırak n'olcaksa olsun ağlamaya değer mi?'' derler. değer !! dersin içinden..
haykırarak '' onunla yaşadığım mutsuzluğum gözyaşım onsuz yaşayacağım mutluluktan daha özel!!'' dersin... ama yine içinden.
çünkü dedim ya onlar bilmezler uzak mesafe ilişkisini...
şizofrensindir onlar için... gerçekte olan birine aşık olan ama hayalde yaşamaya çalışan bir şizofren!!
ama olsun...
bu söz tüm uzak mesafe ilişkisi yaşayanlara gelsin
`elbet bir gün buluşacağız
bu böyle yarım kalmayacak...`