Ben her zamanki gibi odamda notalarımla, gitarımla uğraşırken, annem "Ben çıkıyorum prestissimo" diye bağırdı. Çıktım dışarı "Nereye?" dedim. "Doktora gidicem oğlum bir kaç tetkit yaptırmam lazım. Her kadının yapması gerekir merak etme" dedi yumuşacık, aynı zamanda da hiçbir şeyi fark ettirmemeye çalışmanın verdiği tedirgin bir sesle. Bu tetkitler 1 ay sürdü, her gün 2 kere gidip geliyordu annem. iyice şüphelenmiştim. "Anne neyin var ya?" dedim endişeli bir şekilde. Cevap yine aynıydı. Bir şey demedim. O doktor kontrolleri bitti sonunda. Aradan birkaç hafta geçti ve annem bir gün beni kenara çekti. "Oğlum bak benim ameliyat olmam gerekiyor. Bir kist varmış onu alacaklarmış, ama merak etme önemli bir şey değil küçücük bir şey" dedi. iyice tedirgin olmuştum. "Anne neyin var söyler misin?, bak endişeleniyorum bir şey varsa söyle saklama benden!" dedim dışardan normal ama içerden ağlamaklı bir sesle. Bir şey söylemedi, odama geçtim. Düşündüm, neyi olabilirdi acaba? Hiç aklıma kanser gelmiyordu oysaki. "Küçücük bir şey"di sonucunda.
Ameliyat günü geldi sonunda. Hastaneye gitti odayı buldum. Ben geldiğimde ameliyat bitmişti bile. Erkenden başlamış. Annem çok iyi görünüyordu. Ameliyat 1 saat önce bitmiş olmasına rağmen yüzündeki o mutluluk hiç azalmıyordu. içimden ağlamak geldi. Zor tuttum kendimi. Ağlayamazdım zaten. Güçlü görünmeliydim. Amcam döndü o sırada bana, sırtımı sıvazladı "Hadi gidelim artık, bugünlük bizde kal." dedi. itiraz etmedim. Ama madem küçük bir ameliyattı neden bu kadar abartılmıştı. Neden farklı şehirlerden akrabalarım gelmişti? Hayır salak olan ben, hala düşünememiştim kanser olduğunu. Amcamda kaldım o gün. Herkesin yüzünde bir burukluk vardı. Bir kalcakken 1 hafta kaldım onlarda.
Ameliyat bitti, herşey eski haline döndü. Her şey bitti artık diyordum. Bir şey kalmamıştı (Ben öyle biliyordum). Yine bir gün gitarımla uğraşırken çağırdı annem beni. "Oğlum bak biz sana söylemedik ama ben kanserdim oğlum. Üzülmeni istemedim. Ama artık bitti, o ameliyatta kist almadılar, kanserli bölgeyi aldılar." Dedi. Ne yapacağımı ne diyeceğimi şaşırmıştım. Annem kanser olmuştu. Etrafta duyuyordum, komşumuzda kanser olmuştu. Arkadaşımın anneside olmuştu. Ama benim annem olabilir miydi? Benim annem kanser olamazdı. Hayır kesinlikle annem kanser olamazdı. Başkaları olabilirdi ama annem olamazdı. imkansızdı benim için. Ama olmuştu işte. Kafamdan vurulmuşa döndüm. Ağlamak geldi içimden. Ama en son ne zaman ağlamıştım? Neden ağlamıştım? Kafam o kadar bulanık oldu ki. Anneme baktım. Hala gülüyordu. Gözlerinde korku bile yoktu. "Merak etme oğlum, bitti gitti, kurtulcam bundan, birlikte başaracağız canım oğlum." dedi. Babama baktım. Oda benim gibiydi. Annem yine gülerek bana baktı " Kemoterapiye girmem lazım." dedi. Dayanamıyordum bu acıya, ama belli etmemeliydim. "Neden daha önce söylemediniz?" dedim güçlükte. "Seni üzmek istemedim oğlum, bak daha önce söyleseydim neler yaşayacaktın. " Dedi yine gülüşünden bir şey eksilmeden. "iyi bakalım" diyebildim güçlükle, attım kendimi odama. Sonra hemen dışarı çıktım. Düşündüm. Annem kanser olmuştu? Acaba ölecek miydi? Kafamın içinde o kadar çok soru vardı ki... Neyi cevaplayacağımı bilemedim, sonra cevaplayacak kadar güçlü olmadığımı anladım ve sadece yürümeye karar verdim. Ayaklarım nereye götürürse. 1 saatliğine yine herşey 2 ay önceki gibi olsun istemiştim. Ama olmadı. Annem gözümün önünden gitmiyordu. Sanki öleceğinden emindim. Ama geçicek diyordu içimdeki bir seste. Ne yapacağımı bilemedim. Ağlayamadım. içime aktı gözyaşları. En çok ta acıtan bu değil miydi?
Geçti sonra ümitsizliğim. Hayır annemin kurtulması için elimden gelen her şeyi yapacağım dedim kendi kendime. Hemen geri döndüm eve. Annemi öptüm. Sarıldım ona. Anlamıştı herhalde ne hissettiklerimi. "Oğlum ağlamak istiyorsan ağla" dedi bakarak. Evet dışarı çıkıyordu galiba gözyaşları. Ama hayır annemin yanında olmazdı. Yine içime attım. "iyiyim annecim sen beni merak etme" dedim. Ama o hala beni merak ediyordu. Sadece benim üzülmemem için bana hiçbir şey belli etmemişti. Bunu bir insan yapamazdı. Anneydi o gerçi. Benim için canını verebilirdi. Peki ya ben? Ben yapabilir miydim aynısını? Düşündüm. Yapamazdım tabikide. Hemen giderdim söylerdim. Onlara kızardım, sanki onlar beni kanser yapmış gibi. Ama o öyle yapmadı. Evet o bir melek olmalıydı. Saçları olmayan ama evrenin en güzel meleği.
Günler geçti. Haftalar geçti. O saçsız melek hala kemoterapide.