Kocaman bir aynanın yere çarpışı gibi düşüyorum yeryüzüne ve binlerce parçaya dağılıyorum. Korkarım ölmüyorum, öldüğümü düşündüğüm noktada başlıyorum hayata. Yaşamak bu olsa gerek; aynalar gibi düşüp bin parçaya bölünmek. Ve her bir parçası bir araya geldiğinde büyümek; büyümek ve sonunda tek bir parça halinde yeniden ölümle dirilmek.
Kendimi aynalarla karşılaştırıyorum uzun zamandır; bir bir çıkarıyorum ortak yönlerimizi açığa. Olup olmadık zamanlarda kendimde kayboluyorum ve aynalarda silik bir görüntü halini anlıyorum, benliğimden hiçbir şey katmadığım hayatlar oynatıyorum sinema perdesinde. Sonu hep hayal kırıklığıyla biten senaryolar üretiyorum seri bir şekilde.
Diyorum ya; kendimden hiçbir şey katmıyorum ya da katamıyorum hayat perdemde oynattığım senaryolarıma. Onlar sadece benim senaryolarım, her biri kırık bir ayna parçası ve her birine farklı bir görüntü nakşolmuş. Bunu da yeni yeni fark ediyorum ki, hayat bir yansıma. Önemli olansa kimin kime ne kadar yansıdığı, aynanın ayna karşısında.
Geçen zamanla birlikte kırık parçalarımı toparlıyorum, yeryüzüne çakıldığımda etrafa saçılan benden olan o bin bir parça. Her parça candan bir parça ama aynanın kalbinden çok uzakta. Ve üstelikte her parçada ayrı bir görüntü oynatılan senaryolar başka. Her parçamda ayrı bir sureti, başka bir olayı buluyorum. Hayatımın her anı başka bir parçada saklı ve yaşadıkça bütünleşiyor ayna. Parçalar kendiliğinden aynanın ait olduğu kısmındaki yerinde alıyor zamanla.
Öyle ya, insanın hayatı boyunca yaşadığı olaylar kırık ayna parçalarına benzer ve her bir parçada ayrı bir suretinizi bulursunuz. Etrafta ne kadar parça varsa sizin hayatınızda da o kadar kırılmış, dağılmış yaşanılan bir şeyler vardır. Her bir parça insanın bir başka yüzüdür. Herkes için ayrı parça vardır, kendini yaşatabileceği. Her parçayla bir başka yöne savrulmuş çevresine uyum sağlamaya çalışan canlılar gibi büyük ya da küçük değişimler geçirmişsinizdir.
Yola çıktığınız gibi değilsinizdir artık, hayat başladığınız gibi bitirmenize izin vermez, bütün parçalarınızı tek tek toplatır size. Başlangıçların sonunda duran bitişler gibidir bu parçalar, hep bir şeyler katar size ya da bir şeyler eksiltir benliğinizden. Ve üstelik de bu süreçte durmadan değişmeye, değişirken dönüşmeye mahkûmsunuzdur istemeseniz de.
Kendinize baktığınızda ve içlerinde birilerinin yansımalarını gördüğünüz ayna kırıntılarını toplarsınız. Gün gelir bütün parçalarını toplamanın verdiği huzurla yeniden dirilirsiniz.