gencler, hayati damarlarinda hisseder.. ama doya doya yasamak icin onun olumle tanismasi gerekir de, farkinda bile degildir. buyuk laflara kanar genclik.. suslu makyajli kizlara nasil ici gecerek bakiyorsa; gucu, hakimiyeti ve buyuk olmayi da oyle sever. ne oldugunu pek bilmeden, pek tanimadan ve sadece yeni filiz veren duygulariyla.. yanindaki kucucuk otlari, agac yerine koyan taze bir filiz gibi aynen.. ama yazik, kocaman bir postal basini ezmeden once kendine gelip gercegi gorebilen pek azdir. olumden korkmamak, yasamayi bilmemektir.
turklerin sahip oldugu gucler, yoktur. ama bunu anlamak kolay degildir. en cok kendinin zannettigin ellerin sana ihanet ettiginde biraz farkedersin bunu. sonra zaman gelir, o cok guvendigin aklin sana ihanet eder. kendinden igrendigin yerlere goturur seni.. hic kimseye guvenemezsin bazen.. bir ara, aslinda en buyuk dusmanin kalbin duygularin, ve hepsinden ote ruhun oldugunu gorursun. kendine dusman olursun.. yok olursun.. yokluk colunde su yoktur, yuzunu oksayan ruzgar yoktur, dislerinin arasindan cikardigin solucanlar vardir. gunes vardir, olumune yakan herseyini. kumlar vardir, yuzunu bir pacavraya donduren.. ve o colu astiginda genc degilsindir artik.. yasli, porsumus bir yuz gorusun aynada.. kirisiklarin arasinda kaybolmus gozlerle bakarsin dunyaya. bir zamanlar guzel kizlarin optugu ellerin, artik ellerin degildir, istemezsin olmasini..
ve ancak o zaman anlar insan, yok oldugunda, artik kendi olmadiginda.. turkler, der yandan taraftan bir genc.. aci aci gulumser yasli adam. sinirlenir bazen hatta. elindeki bardagi firlatir gence.. kizmistir, ama aglamaktadir aslinda, acimaktadir cocuga.. ama cok gururludur cocuk, devam eder konusmaya.. dinlemeye gerek yok, bos laf hepsi..