Türk Tarihinde özellikle I.Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte yurdumuzda çeşitli fikir hareketleride filizlenmeye başladı.Bunların başlıcaları;Osmanlıcılık,islamcılık,Batıcılık ve Türkçülükdür.Osmanlı imparatorluğu'nun her geçen gün gücünü iyice yitirmeye başlamasıyla bu fikir akımları devleti bulunduğu zor ortamdan kurtarmak için bir umut olmuş; Osmanlı aydınlarının çoğuda bu siyasal görüşlerin başını çekmiştir.II.Abdülhamit'in tahta bulunduğu süre içide özellikle Osmanlıcılık ve islamcılık fikriyatı benimsenmiş;ittihat ve Terakki'nin başını çektiği muhalif grup baskı altında tutulmuştu.II.Abdülhamit'in tahta bulunduğu ve Osmanlı aydınlarının ''istibdat Dönemi'' olarak nitelendirdiği dönem içerisinde Tanzimat ve Islahat Fermanlarının etkisiyle imparatorluk içerisindeki gayrimüslimler çeşitli kazanımlar elde etmiş böylecede Osmanlıcılık fikriyatı önem kazanmış;dil,din,ırk farkı aranmaksızın Osmanlı birarada tutulmaya çalışılmıştır.Ancak Balkanlar'daki Hristiyan grupların isyan hareketlerine girişmesi ve 1789 Fransız ihtilali'nin getirdiği Milliyetçilik,Milli Kimlik,Milli Devlet gibi kavramların ön plana çıkmasıyla Osmanlı'nın birarada tutulmasının imkansız hale geldiği anlaşılmış ve Osmanlıcılık akımının yerini tüm islam devletlerini Osmanlı çatısı altında toplamayı gaye edinen islamcılık fikri daha bir önem kazanmıştır.Ancak kısa bir süre sonra özellikle ingiliz ve Fransızların kışkırtmasıyla ayaklanan Arapların Osmanlı çatısı altında bulunmayı reddedip kendi Milli devletlerini kurmak istemesiyle birlikte Osmanlı'nın ayakta kalma umutları iyice azalmış bunun neticesinde II.Meşrutiyet ilan edilmiş ve yaklaşık 34 yıllık ''istibdat Dönemi''sona ermiştir.II.Abdülhamit'in tahtan indirilmesiyle yerine ittihat ve Terakki yönetimi başa geçmiştir.Başını Enver Paşa'nın çektiği 'Türkçü' grubun ittihat ve Terakki içinde iyice yükselmesiyle Turancılık akımı doğmuş ve Türkçülüğün bir devamı olarak önem kazanmıştır.Ömer Seyfettin,Ziya Gökalp,Mehmet Emin Yurdakul gibi edebiyatçıların etkisiyle Türkçülük-Turancılık akımı yazıya dökülmüş ve Edebiyat tarihimizde 'Milli Edebiyat Dönemi'olarak geçen dilde sadeleşmenin başladığı,ari Türkçe'nin önem kazandığı bir dönem yaşanmaya başlamıştır.Ziya Gökalp'in şu mısraları Türkçülük-Turancılık akımının bir özeti gibidir:
''Vatan ne Türkiye'dir Türklere , ne de Türkistan
Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir;TURAN''
Enver Paşa ve ittihat yönetiminin içindeki Türkçü grup bir an önce Türk Dünyasıyla bağlantı kurup Orta Asya Türkleri ile birleşip büyük Türk imparatorluğunu yeniden kurmak istiyorlardı.Bu arada Balkanlar'da iyice azalan Osmanlı topraklarındaki isyan ve ayaklanmalar devam etmekteydi.Balkan Savaşı kaçınılmaz hale gelmişti ama Osmanlı'nın uğraşması gereken bir de Kuzey Afrika toprakları vardı.Osmanlı Afrika'daki son toprakları olan Trablusgrap'ı ve On iki Ada'yı da Uşi Anlaşması'yla kaybediyordu.Balkan Savaşlarına umudunu bağlayan Osmanlı bu savaşdada toprak kayıplarının önüne geçemiyordu.Enver Paşa tek bir yolun kaldığını savunuyordu.Bu savunduğu yolu bir Askeri Plan'a döküyordu.Bu plana göre Doğu'dan geçilip Kafkaslar'a ulaşılacak oradanda Orta Asya'daki Türklerle bağlantı kurulup Türk Birliği'nin oluşması için ilk adımlar atılacakdı.I.Dünya Savaşı bu planı uygulaması için Enver Paşa'ya bir yol açıyordu.I.Dünya Savaşı 'hasta adam' için artık son şansdı.Osmanlı Almanya,Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'la birlikte ittifak Devletleri safhında savaşa giriyordu.Bütün yoksuzluklara rağmen Osmanlı askeri birçok cephede kahramanca çarpışıyor,canını dişine takıyordu.Çanakkale'de hedefine ulaşan ve itilaf güçlerine geçit vermeyen Mehmetçik,Sarıkamış'da ise tam bir hüsrana uğruyordu.90.000 Mehmetçik tek bir kurşun atamadan soğuk havaya,açlığa ve salgın hastalıklara yenik düşüyordu.Allahuekber Dağları geçit vermiyordu.
Kafkaslar'daki yenilgi Enver Paşa'yı da çok zor durumda bırakmıştı.Ama o ideallerinden vazgeçmeyecek 'TURAN'sevdasını son nefesine kadar yaşatacakdı.Türkistan'da Sovyetler'e karşı başlatılan 'Basmacı Hareketi'nin komutanlığını yapmış ancak Ruslar'ın yaptığı bir baskında şehit olmuştur.Ama Türk Milliyetçiliği,asırlar öncesinden aldığı değeri kaybetmemiş yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temellerini atmışdır.M.Kemal Atatürk'ün ''Ne Mutlu Türküm Diyene'' sözüyle Türk Milliyetçiliği fikriyatının Cumhuriyet'in temel yapıtaşı olduğu gerçeği bir kez daha günyüzüne çıkıyordu.
Bugün ise Cumhuriyet'i ve diğer tüm Türk Devletleri'ni kuran Türk Milliyetçiler'i Türkiye'yi yönetmeye talip hale gelmiştir.
